Ümit Özdağ'ın tutuklanması

Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ, 21 Ocak 2025 tarihinde "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlamasıyla tutuklanarak Marmara Cezaevi'ne gönderildi. Ankara'da gözaltına alındıktan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen Özdağ, savcılık ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Özdağ hakkındaki soruşturma, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla resen başlatıldı, ancak daha sonra "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçu yönünden genişletildi. Tutuklamaya gerekçe olarak, Özdağ'ın sosyal medya paylaşımlarının ve açıklamalarının Kayseri'de Temmuz 2024'te meydana gelen protesto eylemlerini etkilediği iddiaları gösterildi. Özdağ, bu suçlamaları reddederken, avukatları ve partisi Zafer Partisi, tutuklamanın siyasi bir karar olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu savundu.

Arka plan

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Türk siyasetinde özellikle göçmen karşıtı söylemleriyle öne çıkan bir figürdür. Türkiye'deki sığınmacı ve kaçak göçmenlerin geri gönderilmesi gerektiğini sıkça dile getiren Özdağ, bu konuyu partisinin temel politikalarından biri haline getirmiştir. Yaptığı birçok açıklama ve sosyal medya paylaşımında, sığınmacıların Türkiye'nin demografik yapısını, ekonomisini ve sosyal düzenini tehdit ettiğini savunmuştur. Bu söylemler, özellikle milliyetçi ve muhafazakar kesimlerde destek bulurken, insan hakları örgütleri ve bazı siyasi partiler tarafından eleştirilmiştir.

Özdağ'ın tutuklanmasına giden süreçte, Kayseri'de Temmuz 2024'te yaşanan olaylar önemli bir dönüm noktası oldu. Kayseri'de Suriyeli sığınmacılarla ilgili artan gerginlikler ve buna bağlı olarak çıkan protesto eylemleri, kamuoyunun dikkatini çekti. Ümit Özdağ, bu olaylar sırasında yaptığı açıklamalar ve sosyal medya paylaşımlarıyla gerilimi tırmandırdığı iddia edildi. İddialara göre, Özdağ'ın söylemleri Kayseri'deki protestoların şiddetini ve yaygınlığını etkilemiş, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçunu oluşturmuştu. Savcılık, Özdağ'ın bu dönemdeki paylaşımlarını tutuklama gerekçeleri arasında gösterdi.

Ümit Özdağ'ın siyasi kariyerinde önemli bir dönemeç de 2023 genel seçimleri oldu. Seçim sürecinde Sinan Oğan'ı aday olarak gösteren Ümit Özdağ, seçimin ikinci turunda Cumhuriyet Halk Partisi adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekledi. Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar kazanması halinde Türkiye'nin "Göçmenistan" olacağını söyledi. Bu karar, Kılıçdaroğlu ile yaptıkları "gizli mutabakat" protokolü ve özellikle göçmenler konusunda varılan anlaşma ile kamuoyuna duyuruldu.

Ayrıca 22 Ekim 2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'a yönelik "tahliye ve ev hapsi" çağrısıyla başlayan "2. Açılım Süreci" tartışmaları, Ümit Özdağ'ın sert tepkisine yol açtı. Bahçeli'nin bu çıkışını Özdağ, bu süreci "ihanet" olarak nitelendirdi. Zafer Partisi, Bahçeli'nin çağrısına karşı en sert muhalefeti gösteren partilerden biri oldu. Özdağ, açılım sürecinin Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne ve milli birliğine tehdit oluşturduğunu savunarak, bu çağrıya ve olası gelişmelere karşı meydanlarda ve kamuoyunda güçlü bir duruş sergiledi.

Tutuklanma süreci

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, hakkında yürütülen "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" soruşturması kapsamında 19 Ocak 2025'te Ankara'da gözaltına alındı. Sabah saatlerinde emniyet güçleri tarafından evinden alınan Özdağ, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Burada ilk ifadesi alınan Özdağ, aynı gün içerisinde İstanbul'a sevk edildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından, 20 Ocak 2025'te İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen Ümit Özdağ, savcılıkta ek ifadesini verdi. Savcılık, ifadesinin ardından Özdağ'ı "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlamasıyla tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk etti. Ardından 21 Ocak tarihinde hakimlik, Özdağ hakkında tutuklama kararı vererek Marmara Cezaevi'ne gönderilmesine hükmetti.

Tepkiler

Tutuklama kararı karşısında Zafer Partililer ve bazı muhalefet liderleri tepki gösterdi. İstanbul İl Başkanlığı adliye önünde protesto düzenledi. Tepkiler 2025 Türkiye'de hükûmet karşıtı protestolarında da devam etti.

Gözaltına alınmasına tepkiler

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu:

"Kahrolsun istibdat Yaşasın hürriyet! Genel Başkanımız Ümit Özdağ’ı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne değil, İ.Ü. SBF binasına; “Bekir Ağa Bölüğü’ne” götürün. Nasılsa bu işin sonunda birileri yine bir “Malaya zırhlısı”na binip, belki Malta’ya değil de Malezya’ya gidecektir."

Ekrem İmamoğlu:

"Sayın Ümit Özdağ’ın yaptığı konuşma sebebiyle soruşturma açılması ve hızla gözaltına alınması kabul edilebilir değildir. Siyaset konuşmak, eleştirmek için vardır ve demokrasilerde siyasi hesaplaşma sandıkta olur. Yargı, siyasetin aparatı olamaz."

Mansur Yavaş:

"Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması, ifade özgürlüğü ve demokratik değerler açısından derin bir endişe kaynağıdır. Bu acele nedir? Apar topar gözaltı işlemi uyguluyorsunuz. Bırakın süreç kendi seyrinde işlesin. Bu tür uygulamaların sürekli hale gelmesi yargıya olan güveni zedeliyor. Siyaset, konuşmak ve eleştirmek içindir. Yargının siyasetin aracı olduğu algısını güçlendirecek tüm uygulamalardan vazgeçilmelidir."

Özgür Özel:

"Ümit Özdağ'ı ifadeye çağırmak yerine yemek yediği restoranda apar topar gözaltına almak muhalif siyasetçileri itibarsızlaştırma girişimlerinin devamıdır... Bunu kabul etmek, buna sessiz kalmak, bunu sineye çekmek mümkün değildir. Aralarındaki çelişki ne olursa olsun bir siyasi partinin genel başkanının itibarı diğer siyasi partilerin genel başkanlarına emanettir. Bu erdemden nasibini almayanların attıkları her adım siyasi tarihimize kara leke olarak geçmektedir. Yaşananlar önceki dönem milletvekili olması nedeniyle Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a da sorumluluk yüklemektedir. Tayyip Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum: Siyasi rakipleriyle mücadelede taşeronlarını aradan çeksin ve bir an önce milletin önüne sandığı getirsin. İstanbul'a getirildiğini öğrendiğimiz Sn. Genel Başkanı ziyaret etmek ve sürece eşlik etmek üzere Grup Başkanvekilimiz Ali Mahir Başarır ve Genel Başkan Yardımcımız Özgür Karabat tarafımdan görevlendirilmiştir."

Mustafa Sarıgül:

"Ümit Özdağ hocamız ulusal birliği savunur, inançlara saygılı laiklikten yanadır. Bazı radikal çıkışları olur ama bunları demokrasi adına hoş karşılamak lazım. Gözaltına alınmasını doğru bulmuyorum."

Tanju Özcan:

"Sayın Ümit Özdağ‘ın alt sınırı 1 yıl hapis cezası olan bir suçlamadan dolayı gözaltına alınması kabul edilemez. İnsanları korkutmaya ve sindirmeye çalışıyorsunuz ama sadece kutuplaştırıyorsunuz. Gün gelecek, bağımsız hukuk en çok size lazım olacak!"

Özgür Karabat:

"Ümit Özdağ kaçma şüphesi olmayan, ciddi bir vatanseverdir. Onlar bu ülkeden kaçar, Ümit Özdağ kaçmaz. Bu ülkenin gerçek sahiplerinden bir tanesidir."

Muharrem İnce:

"Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın söylediği sözler sebebiyle gözaltına alınması kabul edilemez. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde; partiyi devlet, devleti parti konumuna getirdin. Siyasi rakiplerini yargıyla yok etmeye, susturmaya çalışıyorsun. Ekonomiyi batırdın ve başarısız oldukça sertleşiyorsun. Siyasetin bir raconu vardır. O raconun dışına çıkma, Türkiye’yi daha fazla otoriter bir rejime doğru sürükleme Erdoğan."

Müsavat Dervişoğlu:

"Yargı cambazlıklarını, siyaset düzenbazlıklarını, medya hokkabazlıklarını; Fitneni, fesadını, tuzaklarını ve bütün bu alçaklıklarını suratına çarpacağız! Sayılmayız parmak ile, tükenmeyiz kırmak ile... Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! Kahrolsun düzen, yaşasın Büyük Türk Milleti!"

Ali Babacan:

"Çoğulcu demokrasinin temellerinden olan ifade özgürlüğü herkes içindir. İstisna gözetmez. Önce bir partinin gençlik kolları başkanının, sonra bir parti genel başkanının ifadeleri sebebiyle gözaltına alınmaları kabul edilemez. Yargıyı sopa olarak kullanıp, devlete dair milletin ve memleketin güvenini her gün daha fazla sarsmaktan vazgeçin. Bir yandan kardeşlik mesajları verip bir yandan ülkeyi kaosa sürüklemeyin. Eğer bu ülkenin her alanında iyiye giden bir ivme görmek istiyorsanız; kardeşlik, barış istiyorsanız yargının bağımsız olması şarttır."

Kemal Kılıçdaroğlu:

"Türkiye’de siyasetçilerin gözaltına alınmasını asla normalleştirmeyeceğiz. Laik, demokratik bir hukuk devleti olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu tür uygulamalar, ülkemizin demokrasisi adına son derece endişe verici ve tehlikelidir. Sayın Ümit Özdağ’a desteklerimi iletiyorum. Tüm siyasi partiler, bu hukuksuzluklara karşı dayanışma içinde mücadele etmelidir."

Hüseyin Baş:

"Sayın Ümit Özdağ’ın gözaltına alınmasına ilişkin süreçle ilgili Genel Başkan Yardımcılarım Av. Lütfullah Önder ve Av. Haydar Özdoğan’ı görevlendirdim. Süreci yakından takip edeceğiz. Hukuku ve adaleti sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz."

Ahmet Yılmaz:

"AKP genel başkanını eleştirdiği için Ümit Özdağ hakkında soruşturma başlatılması kabul edilemez. AKP genel başkanını eleştiren herkese cumhurbaşkanına hakaretten soruşturması açılması bir parti devleti uygulamasıdır. Sayın Özdağ ile mahallemizde yaşadığımız siyasi sorunlar bizi, devlet gücü kullanılarak hukukun siyasete alet edilmesi hepimizi ilgilendirir. "AKP zihniyetine karşı verilecek hak, hukuk, siyaset mücadelesinde" AKP'ye karşı Sayın Özdağ'ın yanında olacağımız bilinmelidir. Dünya beşten, Türk Milliyetçileri AKP'den büyüktür."

Sinan Oğan:

"Ümit Özdağ'ın yaptığı konuşmadan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sebebiyle Ankara’da gözaltına alınıp İstanbul’a götürülmesi kabul edilemez. Bir siyasi parti genel başkanının yapmış olduğu konuşmada hakaret olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmasının ülkemize ve demokrasimize hiçbir katkısı yoktur ve olamaz. Sn. Cumhurbaşkanına da dahil olmak üzere siyasetçilere ve/veya makamlara yapılan itham ve hakaretlerde hızlıca gözaltına alma yöntemi yerine normal mahkeme süreçleri izlenmelidir. Böylesi hassas bir süreçte toplumsal tansiyonu yükseltecek bu tür gözaltıları asla ve asla tasvip etmiyor, demokrasimiz için son derece zararlı buluyoruz. Bu vesileyle Ümit Özdağ’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum."

Atila Kaya:

"Ümit Özdağ’ın bedenini hapsettin diyelim; haykırdığı gerçekler, Türklerin kulaklarından kalplerine ulaştı; onları ne yapacaksın?! Her Türk milliyetçisi gibi, Ümit Özdağ’ın yanındayım."

Kutalmış Türkeş:

"Türk ve İslam düşmanı, insanlık düşmanı, katliamcı, vatan haini terörist başının serbest bırakılarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çağrılmasını; Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve devleti temsil eden Cumhurbaşkanına hakaret saymayanların, bu çağrıya hakaret ve vatana ihanet soruşturması açmayanların, Sayın Ümit Özdağ’ın eleştirel konuşmasına gözaltı kararı vermesi, adalet ve yargı işleyişi konularında milyonlarca vatandaşı şüpheye düşürmekte ve adalete olan güveni sarsmaktadır! Demokrasi, demokrasi diye yıllarca nutuk atıp yırtınanların demokrasiden uzaklaşması üzücüdür! Yakın tarihte terörist denilerek görevden alınan Ahmet Türk’e, “Soylu Bey ve Kürt Ağa’sı” övgüsü yapanlara neden teröristi övmekten soruşturma açılmadığı ve bu kişiye neden alelacele beraat verildiği açıklamaya muhtaçtır! Suçu yoksa neden görevden alınmıştır? Bu durumda, görevden alan savcı, hâkim her kim ise meslekten atılmalı ve yargılanmalıdır! Öyle değil mi Adalet Bakanı? Haksızlıklara karşı haklının yanında durmaya devam edeceğiz! Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ!"

Türk Ocakları ve Türkmeneli Cephesi de bu karara tepki göstermiştir.

Kampanyalar

Sosyal medya kampanyaları

Özdağ’ın tutuklanmasının ardından Zafer Partisi, X platformunda “Ümit Özdağ yalnız değildir” etiketiyle kampanya başlattı. Parti, Özdağ’ın Kayseri olaylarında suçsuz olduğunu ve tutukluluğunun Öcalan’la ilgili müzakerelere muhalefetinden kaynaklandığını savundu. Özdağ’ın resmi X hesabından, 8 Mayıs 2025’te, “989 kişinin gözaltına alındığı Kayseri olaylarında tek bir Zafer Partisi üyesi yok” paylaşımı yapıldı.

Duruşma öncesi çağrılar

Özdağ, 9 Haziran 2025’te X hesabından, 11 Haziran duruşması için Silivri’ye katılım çağrısı yaptı. “Türk Ceza Kanunu 216. maddesinden en uzun süre tutuklu kalan yurttaş oldum” diyerek kamuoyunun dikkatini çekti.

Basın açıklamaları

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, 11 Haziran duruşması sonrası yaptığı açıklamada, Özdağ’ın kaçma şüphesiyle tutukluluğunun devamına karar verilmesini “mizahi” ve “hukuksuz” olarak nitelendirdi. Karamahmutoğlu, yargılama sürecinin Özdağ’ı siyasetten uzaklaştırmak için uzatıldığını ve hükümetin PKK ile görüşmelerine muhalefet eden Özdağ’ın susturulmak istendiğini iddia etti.

Mahkeme süreci

İddianamelerin hazırlanması

Ümit Özdağ hakkında biri “Cumhurbaşkanına hakaret”, diğeri “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamasıyla iki ayrı iddianame hazırlandı. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası talep edildi. Adalet Bakanlığı’ndan kovuşturma izni alındıktan sonra iddianame, İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Ancak mahkeme, konuşmanın Antalya’da gerçekleşmesi nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı 24 Şubat 2025’te Antalya Asliye Ceza Mahkemesi’ne yönlendirdi.

Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlamasından 8 Nisan 2025’te, Özdağ’ın tutukluluğunun 77. gününde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “zincirleme şekilde basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamasıyla ikinci bir iddianame hazırlandı. Dokuz sayfalık iddianamede, Özdağ’ın 2020-2024 yılları arasında sosyal medya platformu X’te yaptığı 34 paylaşım ve çeşitli konuşmaları delil olarak gösterildi. Bu paylaşımların, özellikle Suriyeli sığınmacılarla ilgili “kışkırtıcı” ve “nefrete yönlendirici” nitelikte olduğu iddia edildi. İddianamede, Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nün 21 Ocak 2025’te hazırladığı bir rapora atıf yapılarak, Temmuz 2024’teki Kayseri olaylarına katılanların Zafer Partisi’ne yakın kişilerin sosyal medya paylaşımlarından etkilendiği öne sürüldü. Bu suçlama için 1 yıl 10 ay 15 günden 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası talep edildi. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca Özdağ’ın belirli haklardan yoksun bırakılması istendi.

Özdağ, iddianamenin hazırlanma sürecine tepki göstererek, 27 Mart 2025’te bir mektup yayımladı. Mektubunda, “9 sayfalık iddianame 77 günde yazıldı” diyerek süreci eleştirdi ve cezaevi yemeklerini yememe kararı aldığını duyurdu. Yemekleri yememesinin sebebi olarak zehirlenme ihtimalini gösterdi.

Cumhurbaşkanına hakaret duruşmaları

29 Nisan 2025

Özdağ, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hâkim karşısına çıktı. Çağlayan Adliyesi’nde görülen duruşmada, 30 sayfalık bir savunma yaptı. Konuşmasının siyasi eleştiri sınırları içinde olduğunu ve suç teşkil etmediğini savundu. Özdağ, Erdoğan’ın “FETÖ’nün devlete sızmasına izin verdiğini” ve “Türk milletinin inancına zarar verdiğini” iddia ettiği sözlerini tekrarladı. Duruşmayı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş ve çok sayıda Zafer Partisi yöneticisi izledi. Mahkeme, dosyanın Antalya’ya gönderilmesine karar verdi ve duruşmayı 10 Eylül 2025’e erteledi.

10 Eylül 2025

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında, Antalya’da partisinin il başkanları istişare toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ikinci duruşması görüldü. Savcılık duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayarak, Özdağ’ın 4 yıl 8 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Mahkeme mütalaaya karşı yazılı beyan verilmesi için duruşmayı 24 Aralık 2025'e erteledi.

24 Aralık 2025

10 Eylül 2025 tarihinde gerçekleşen duruşma 24 Aralık tarihine ertelenmiştir. Duruşma henüz gerçekleşmedi.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik duruşmaları

11 Haziran 2025

Özdağ, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamasıyla, tutukluluğunun 142. gününde İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hâkim karşısına çıktı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşmada, 51 sayfalık bir savunma yaptı. Özdağ, savunmasında, “Dünya üzerinde, düzensiz göçe karşı çıktığı için tutuklu bulunan tek politikacı benim” diyerek suçlamaları reddetti. Kayseri olaylarında Zafer Partisi üyelerinin yer almadığını, aksine kendisinin halkı sükunete çağıran paylaşımlar yaptığını ve üç genel başkan yardımcısını olayları yatıştırmak için bölgeye gönderdiğini belirtti. Ayrıca, tutukluluğunun siyasi olduğunu ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’te Abdullah Öcalan’ın TBMM’de konuşma yapması önerisiyle başlayan “2. Açılım Süreci”ne muhalefet etmesi nedeniyle hedef alındığını savundu. Savcı, Özdağ’ın 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını ve tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme, avukatların savunma için ek süre talebini kabul ederek duruşmayı 17 Haziran 2025’e erteledi ve Özdağ’ın tutukluluğuna devam kararı verdi. Duruşmayı, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal ve Sibel Suiçmez, İYİ Parti milletvekili Lütfü Türkkan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş izledi.

17 Haziran 2025

11 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirilen mahkeme 6 gün sonrası olan 17 Haziran tarihine ertelendi.

Ümit Özdağ'ın duruşma esnasında yaptığı savunmada kullandığı argümanlardan bazıları aşağıda listelenmiştir:

• Savcının mütalaası bir hukuk cinayetidir! Savcılık imzasız, kim tarafından yazıldığı dahi belli olmayan bir kağıt parçası ile beni suçluyor. Savcılık Türk Milleti’ne büyük bir yalan söylüyor!
• Kayseri Olayları benim attığım x’ler sebebiyle değil; 27 yaşındaki suriyeli bir sapığın, 7 yaşındaki yeğenini taciz etmesi sebebiyle gerçekleşmiştir. Bunu kamuoyundan gizleyemeyecekler!
• Türkiye ve Türk Milleti için giriştiğim bu mücadele sebebiyle beni cezaevine geri yollayacaksanız yollayın! Ne yapacaksınız bütün Türkiye’yi mi tutuklayacaksınız! 5 aydır yatıyorum! Yargılandığım suçtan en yüksek cezayı alsam zaten bu kadar yatardım!
• Savcılık bu mütalaa ile en temel insan hakkına tecavüz ediyor. Savcılık, ‘Eğer muhalifsen konuşmayacaksın, eleştirmeyeceksin’ diyor! Bu Kuzey Kore modelidir!
• Ben burada siyasi bir soruşturma çerçevesinde yargılanıyorum. İktidar yanlısı bir siyasetçi olsam bugün burada olmazdım ama ben iktidar yanlısı bir siyasetçi değilim!
• Sayın hakim, siz bugün vereceğiniz karar ile 86 milyon insanın yeniden ümitlenmesine ve yargıya güvenmesine vesile olabilirsiniz.

Hakimin kararıyla bu duruşmada Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ tahliye edildi.

Duruşmaya ABB Başkanı Mansur Yavaş da katılmıştır.