Şabran (eski)
Şabran – Azerbaycan'da tarihi bir eyelet ve burada V-XVIII yüzyıllarda var olmuş aynı adlı Orta Çağ şehri. Modern Azerbaycan'ın kuzeydoğu kesiminde, günümüz Şabran (2 Nisan 2010 tarihine kadar Deveçi adlanmış) şehri yakınlarda yer almıştı.
2010 yılında Azerbaycan Parlamentosunun kararı ile Deveçı şehri Şabran adlandırılmıştır.
Tarihi
[değiştir | kaynağı değiştir]Şabran sözcüyünün kökeni konusunda değişik görüşler bulunmaktadır. Arap ve Fars yazarlar kentin Sasani şahı I. Hüsrev Anuşirvan tarafından kurulduğunda ısrar ederler. Yazılı kaynakların tahlili, arkeolojik tetkik ve kazıların, yer adları bilgisinin verdiği sonuçlara göre, Şabran şehrinin 5-6. yüzyıllarda kuzeyden gelen Hunlar - Sabirler tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Özellikle 6. yüzyılın 50-60'h senelerinde Türk boylarından Sabirlerin önemli bir kısmının Kuzey Kafkaslardan Şabran'a göçtükleri bilinmektedir.[1]
Şabran'ın eski bir Türk şehri olmasına Firdevsî'nin Şehnâme'si de işaret etmektedir. 13. yüzyıl yazarı Zekeriya bin Mahmut el Kazvini Asar-ül Bilad adlı eserinde, :"Şabran, Bâb el-Ebvâb nahiyesinde küçük bir şehirdir, burada Bican kuyusu var; bu kuyu çok derindir. Türk hükümdarı Efrasiyab, İran hükümdarı Bican'ı mağlup etti; onu öldürmedi. Bican'dan çok azap eziyet çektiği için zincirletip hapsetti ve bu kuyuya attı. Kuyunun ağzına kaya parçası koydu. Bahadır Rüstem gizlice buraya geldi; kuyunun ağzındaki taşı kaldırarak onu kurtardı ve Farsların ülkesine geri götürdü."[2]
Yazılı kaynaklarda Şabran şehrinin ismi Şabran, Şabaran, Şaberan, Şaporan biçimlerinde kaydedilmiştir.[3]
Şabran şehrinin harabeleri Azerbaycan'ın kuzeydoğusunda, Şabrançayın her iki sahilinde, Deveçi (02 Nisan 2010 tarihinden Şabran adlandırılmış) bölgesinin Piremsen, Ərəblər, Şahnazarlı, Mollakamallı, Aygünlü, Rəhimli, Bor-bor ve s. köylerini kapsayan və Hazar denizine kadar uzanan geniş bir araziye yayılmıştır. Şabran'ın ilk olarak bir kale-şehir olduğu ve Arap istilaları zamanında yıkıldığı tahmin edilmektedir.
9-10. yüzyıllarda Şabran şehri kale-şehirden askeri-idari, içtimai-iktisadi ve kültürel bir merkeze çevrilerek bir feodal şehir olarak biçimlenmiştir.[4]
10. yüzyıl öncesinde Şabran şehri Şirvanşahlar devletine katılmış ve Selçukluların gelişine kadar Şirvanşahların Derbent emirliği ile mücadelesinde mühim bir askeri-stratejik konuma sahip olmuştur.[5]
11. yüzyıl sonu ve 12. yüzyılda Şabran'ın sosyo-ekonomik ve kültürel gelişmesi tüm Orta Çağ içinde en yüksek noktasına ulaşmıştır. Şehir, Şirvan'ın mühim bir merkezi olmak itibarıyla, devrin askeri ve siyasi olaylarında faal rol alıyordu ve bu sebepten zaman zaman düşman saldırılarına uğruyordu. 11. yüzyılın 80 ve 90'lı yıllarında Ruslar Şabran'ı ele geçirerek şehirde büyük bir vahşet sergilemişlerdir. 1124 yılında Gürcüler, Sultan Mahmud'un Şirvan'ı kaybetmesinden yararlanarak Şamahı ve Şabran'ı zaptetmişler, lakin burada kalamayıp geri dönmüşlerdir. 1173-74 senesinde kuzeyden Alan, Rus ve Kıpçaklar Şabran'a doğru hareket ederek şehri ele geçirmişler, Şirvanşah'ın askeri kuvvetleri bu defa Gürcülerle ittifak içinde onları yenerek şehirden kovmuşlardır. Şabran'ın sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınması 13. yüzyılm ilk yarısında Moğol istilasıyla duraklamış oldu. Bir asırdan fazla devam eden Altın Orda ve İlhanlı devletleri arasındaki çekişmede savaş meydanına çevrilen Şabran şehri, elden ele geçtiği bu günlerde büyük dağıntılara ve soygunlara maruz kalmıştır.[3]
14. yüzyıl başlarında Şabran'da şehir hayatının dirilmesi kazılarda izlenmektedir. 14-15. yüzyılların abidevi içtimai ve dini yapılarını araştırmak bakımından Evliya Çelebi'nin kayıtları büyük ilgi uyandırmaktadır. Bu büyük Türk seyyahı Şabran şehrinden bahsederken onun 14-15. yüzyıl binalarına da değinir: "Meşhur camilerinden, Tokmak Han, Afşar Han, Uzun Hasan en meşhur camiler hesap olunur. Uzun Hasan camisinin tayı beraberi başka yerde yoktur. Hatta Özdemiroğlu Osman Paşa her Cuma hayli ordu hissesinin müşahidi ile buraya gelir, bu camide namaz kılıp, dua okumakla meşgul olurmuş. Temaşası vacip eski bir ibadethanedir. Onun dört duvarındaki ince, zarif, bukalemun derisi gibi bezekleri, süslemeleri, mermer taşlan üzerindeki nakışlan mimarlık sanatından anlayanları çok hayretlendirir."[6]
Orta Çağ'in son dönemleri Kızılbaşların sürekli Şirvan'a baskınları, Şirvanşahlar Devletinin yıkılması ve Safevi-Osmanlı savaşları ile, şehir ve köylerin yakılıp yıkılması ile yadda kaldı. Şabran şehri de bu olaylarda elden ele geçti ve çöküşe başladı.[6]
"70 cami ve 70 mahallesi olan" Şabran şehri, 18. yüzyılm ilk çeyreğinde büyük bir facia ile karşılaştı. Askeri-siyasi gelişmeler 1720 senesinde Şabran'da kanlı bir kırgınla sonuçlandı. Müşkürlü Hacı Davud'un askerî birlikleri Şabran'ı zaptederek sakinlerini amansızca kılıçtan geçirdiler. Bu hadiseden sonra şehir tamamen çöktü.[7]
Mimarisi
[değiştir | kaynağı değiştir]1979-1989 yılları arasında şehrin arazisinde beş farklı noktada yapılan arkeolojik kazılar sonucunda 4500 km²'den fazla bir alan ortaya çıkarılmıştır. Maddi kültür kalıntılarının yayılım kalınlığı 5 metreye kadar ulaşmaktadır. X. yüzyıla ait bir kale keşfedilmiştir. Bilim insanları tarafından bu kalenin savunma amacıyla inşa edildiği kanıtlanmıştır. Kalenin duvarları yarım daire biçimli kulelerle güçlendirilmişti. İnşaat sırasında kireçtaşı, dere taşı ve pişmiş tuğla kullanılmıştır. Kale XIII. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürmüştür. XIV. yüzyılda Moğollar tarafından yıkılan kalenin batı kısmında küçük bir kasır inşa edilmiştir. Bu kasır dörtgen biçimindeydi ve Mardakan kalelerini andırıyordu. Mimarlar inşaat sırasında karma duvar tekniğinden yararlanmışlardır. Kazılar, şehrin mahalleli bir plan düzenine sahip olduğunu göstermektedir. Evler, dere taşından yapılan temelin üzerine pişmiş tuğladan inşa edilmiştir. Şehirde su kemeri hattı mevcuttu.[8]
Sanat
[değiştir | kaynağı değiştir]Şabran'ın ekonomisi seramik üretimine dayalıydı. Arkeolojik kazılar sonucunda 10 parçadan oluşan bir seramik seti bulunmuştur. Yıkıntılar altında bir çömlekçilik atölyesi ortaya çıkarılmıştır. Şabran'ın seramik ürünleri, şekilleri ve süsleme zenginliği bakımından dikkat çekmektedir. Metal işleme alanında da başarılar elde edilmiştir. Bu nedenle şehirde dökümcülük, bakırcılık, kuyumculuk, silah yapımı vb. gelişmiştir. Üzerinde mühür bulunan altın ve gümüş yüzükler bulunmuştur. Şehirde ayrıca cam üretimi de yapılıyordu. Yerli ustalar camın çeşitli türlerini kullanmaktaydılar. Ürünlerin bir kısmı yabancı ülkelere ihraç ediliyordu. Şabran ustalarının ürettiği ipek, yün ürünler ve çeşitli türde halılara da dünya pazarlarında büyük talep vardı.[8]
Ticaret
Şehir, Suriye, Mısır, Çin, Maldiv Adaları ve diğer ülkelerle ticari ilişkiler kurarak seramik, porselen ve fayans ürünleri ihraç ediyordu. Bulunan bakır sikkeler, iç ticaretin de var olduğunu göstermektedir. Sikke basımında kullanılan mühür benzeri bir eşya da bulunmuştur.[8]
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Caferov, Y. R., Hunnı i Azerbaydjan, Baku, 1985.
- ^ Al-Kazwin's Kosmographic. Wiesbaden, 1967, s.403
- ^ a b Aşurbəyli 2006, s. 53.
- ^ The Georgian Chronicles (PDF). Georgian National Academy of Science. 2012. ss. 234-235.
- ^ Matthee 2005, s. 164.
- ^ a b Minorsky 1958, s. 77.
- ^ Floor 2008, s. 278.
- ^ a b c Albantürk, C.Alpoğlu (1 Ekim 2020). "Qədim Şabran: tarixin səhifələrindən boy göstərən ulu şəhər". www.anl.az. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2025.
Edebiyat
[değiştir | kaynağı değiştir]- Floor, Willem M. (2008). Titles and Emoluments in Safavid Iran: A Third Manual of Safavid Administration, by Mirza Naqi Nasiri. Mage Publishers. ISBN 978-1933823232.
- Matthee, Rudolph P. (2005). The pursuit of pleasure: drugs and stimulants in Iranian history, 1500-1900. Princeton University Press. ISBN 978-0691144443.
- Минорский, Б. Ф. (1958). A History of Sharvān and Darband in the 10th-11th Centuries (İngilizce). Cambridge: W. Heffer & Sons, Ltd.
- Aşurbəyli, Sara (2006). Şirvanşahlar dövləti. Bakı: Avrasiya press. s. 416.