Erikson'un psikososyal gelişim basamakları
| Makale serilerinden |
| Psikanaliz |
|---|
Erik ve Joan Erikson tarafından[1] geliştirilen psikososyal gelişim kuramı, bireylerin yaşamları boyunca geçirdiği sekiz temel evreyi açıklar. Bu evreler, kişinin doğumdan yaşlılığa dek psikolojik ve sosyal açıdan nasıl olgunlaştığını anlatır.
Erikson'un kuramına göre, bireyin her gelişim evresinde yaşadığı olumlu ya da olumsuz deneyimler, sonraki evrelerin seyrini doğrudan etkiler.[2] Bu yaklaşımını detaylandırdığı Childhood and Society adlı kitabı 1950 yılında yayımlandı ve psikososyal gelişimin sekiz evresi üzerine yaptığı araştırmaları içeriyordu.[3] Erikson, kuramını oluştururken başlangıçta Freud’un psikoseksüel gelişim aşamalarından etkilenmişti. Önce Freud’un görüşleriyle çalıştı; fakat zamanla biyopsikososyal gelişim konusuna ve çevresel etkenlerin insan gelişimindeki rolüne odaklanarak Freud’un ötesine geçti ve kendi kuramını geliştirdi.[3] Hayat boyu süren gelişimi anlamak adına çeşitli yollar deneyen Erikson, kişilik gelişiminin doğumdan ölüme kadar adım adım ilerleyen bir süreç olduğunu savundu.[4] Ona göre, bu sürecin her aşaması bir çatışma barındırır; birey, psikolojik gereksinimleriyle sosyal çevresinin etkileri arasında bir denge kurmak zorunda kalır.[5]
Erikson’un kuramına göre, bir bireyin yaşamın sekiz evresinde ilerleyişi, biyolojik yapısıyla içinde bulunduğu kültürel çevre arasındaki dengeyi kurabilmesine bağlıdır.[6] Her evre, bu iki etken arasında yaşanan özgün bir psikososyal çatışmayla tanımlanır. Kişi bu çatışmayı başarılı şekilde çözerse —özellikle krizde ilk belirtilen olumlu niteliği geliştirirse— o evreden bir erdemle çıkar. Örneğin, bir bebek ilk evrede "güven" duygusunu geliştirmişse, ikinci evre olan "özerklik ile utanç ve kuşku" dönemine bu güvenle girer ve böylece "umut" erdemini sonraki yaşantısına taşır.[7] Eğer bir evre sağlıklı biçimde tamamlanamazsa, bu evreyle ilgili sorunlar ileriki dönemlerde yeniden ortaya çıkabilir. Yine de, bir evreyi tamamen başarıyla geçmek, bir sonraki evreye geçiş için şart değildir. Nitekim bazı araştırmalar, yapılandırılmış sosyal etkinliklerin bireylerde önemli gelişmeler sağladığını göstermiştir.[8]
Basamaklar
[değiştir | kaynağı değiştir]
| Yaklaşık yaş[9] | Erdemler[9] | Psikososyal kriz[9] | Önemli ilişki[9] | Varouşsal soru[10] | Olayar[10] |
|---|---|---|---|---|---|
| Bebeklik | Umut | Temel güvene karşı güvensizlik | Anne | Dünyaya güvenebilir miyim? | Beslenme, terk edilme |
| Küçük çocukluk | İrade | Özerkliğe karşı kuşku ve utanç | Ebeveynler | Ben olmamda bir sakınca var mı? | Tuvalet eğitimi, kendi başına giyinebilmek |
| Erken çocukluk | Amaç | Girişkenliğe karşı suçluluk | Aile | Böyle yapmak, hareket etmek ve davranmak benim için uygun mu? | Keşfetmek, araçlar kullanmak veya sanat yapmak |
| Orta çocukluk | Yeterlilik | üretkenliğe karşı aşağılık duygusu | Komşular, okul | Hayatta başarılı olabilir miyim? | Okul, spor |
| Ergenlik
11–19 yaş[14] |
Vefa | Kimik edinimine karşı kimlik karmaşası | Akranlar | Ben kimim? Kim olmak istiyorum? | Sosyal ilişkiler |
| Erken yetişkinlik
20–44 yaş[15] |
Aşk | yakınlığa karşı yabancılaşma | Arkadaşlar, partnerler | Başka bir insanla beraber olabilir miyim? | Romantik ilişkiler |
| Orta yetişkinlik
45–64 yaş[16] |
Özen | Üretkenliğe karşı durgunluk | Ev halkı, iş arkadaşları | Hayatımı anlamlı kılabilir miyim? | İş, ebeveynlik |
| Geç yetişkinlik
65 ve üstü[17] |
Bilgelik | Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk | İnsanlık | Arkamda bir şeyler bırakabildim mi? | Hayat üzerine düşünmek |
İnsanın gelişim aşamalarının psikolojik dönemlendirilmesi
[değiştir | kaynağı değiştir]Umut: güven vs. güvensizlik (ağız-duyusal, bebeklik, 0-1 yaş)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal Soru: Dünyaya Güvenebilir miyim?[10]
Erikson'un kuramında ilk evre, bebeğin bakım verenle kurduğu ilişkinin güven ya da güvensizlik duygusunu nasıl şekillendirdiğiyle ilgilidir. Bebek, yaşamının bu döneminde tamamen ebeveynine, özellikle de annesine bağımlıdır; beslenme ve rahatlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan kişiye güven duymaya başlar. Erikson'a göre güven, hem başkalarına karşı bir güven duygusu hem de kişinin kendine güvenini kapsar.[18] Bebek, ilgi ve isteklerini belirtmek için işaret etme gibi basit yollarla iletişim kurar.[19] Çocuğun dünyayı nasıl algılayacağı, büyük ölçüde bu erken dönemdeki etkileşimlerle belirlenir. Sevgi, güvenlik ve ilgi gören bir çocuk, çevresine güven duyar ve bu süreçten “umut” erdemiyle çıkar.[11] Ancak bu ihtiyaçlar karşılanmazsa, çocukta güvensizlik gelişir ve bu durum ileriki yaşlarda kuşku, geri çekilme, özgüven eksikliği ve hayal kırıklığı gibi olumsuz duygulara dönüşebilir.[18][20]
Erikson'a göre, bebeklik dönemindeki en önemli gelişimsel görev, başkalarının —özellikle bakım verenin— temel ihtiyaçları düzenli biçimde karşılayıp karşılamadığını anlamaktır. Eğer çocuk, bakım verenin tutarlı biçimde yiyecek, ilgi ve şefkat sunduğunu görürse, başkalarının güvenilir olduğuna dair bir inanç geliştirir. Ancak ilgi görmez ya da istismar edilirse, çevresini tehlikeli ve güvenilmez olarak algılamaya başlar. Yine de, sınırlı düzeyde güvensizlik yaşanması, bireyin gelecekte tehlikeli durumları fark edebilmesi açısından yararlı olabilir. Fakat bu güvensizlik durumu sürekli hale gelirse, çocuk ilerleyen yaşamında dünyaya aşırı temkinli ve kaygılı bir bakışla yaklaşır. Bu da uyum sorunlarına neden olabilir. Bu evrede çocuğun en temel ihtiyacı, güvenli, huzurlu ve özenli bir bakım görmesidir.[20]
Bu gelişim evresinde çocuk, bakım vereniyle nasıl bir bağ kuracağına karar verir; yani bağlanma stilini oluşturur.[21] Bu bağlanma biçimi, ileride kuracağı duygusal ilişkiler üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir. Bebek, karnı acıktığında doyuruluyor mu, altı kirlendiğinde temizleniyor mu, üzgün olduğunda sakinleştiriliyor mu gibi sorulara deneyimleriyle cevap bulur. Bu cevaplar, onun zihninde dünyanın güvenilir bir yer olup olmadığına dair bir temel oluşturur. Bebekler, tanıdıkları ve güvendikleri bir yetişkinden koruma ve ilgi görmek zorundadır; aksi hâlde hayatta kalmaları bile riske girebilir.[22] Erikson'ın bu konudaki görüşleri, Bowlby ve Ainsworth'un bağlanma kuramıyla örtüşür ve bu alanda yapılan çalışmaları tamamlar.
İrade: özerklik vs. utanç/şüphe (kas kontrolü, bebeklik dönemi, 1½–2 yaş)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal Soru: Ben olmamda bir sakınca var mı?[10]
Çocuk tuvalet eğitimi ve motor becerilerde ustalaştıkça etrafını keşfetmeye başlar. Ebeveynler, güvenli bir temel sağlayarak çocuğun kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı olur. Sabır ve destek, çocuğun bağımsız hareket etme isteğini pekiştirir. Bu dönemde verilen sorumluluklar, çocuğun seçim yapma yetisini geliştirir ve kendine güvenini artırır.[22] Meraklı olan çocuklar, etraflarındaki her şeyi incelemek ister; ancak bu süreçte sağlık ve emniyet risklerine karşı dikkatli olunmalıdır.
Bu yaşta çocuklar hobilerini keşfetmeye başlar. Mesela müzikten hoşlanan bir çocuk radyoyla oynamaktan keyif alır; dışarıda vakit geçirmeyi seven bir çocuk bitkilere ve hayvanlara ilgi duyar. Aşırı denetleyici ebeveynlerse çocuğun kendine güvenini zedeler, yeni şeyleri deneme cesaretini törpüler. Kas kontrolü ve hareket kabiliyetleri geliştikçe, bu evredeki çocuklar kendilerini besleyebilir, giyinebilir, yıkanabilir ve tuvalet ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Bakıcılardan yeterli özgürlük ve destek gören çocuklar, kendi başlarına hareket edebileceklerine dair güven geliştirir. Ancak bakıcılar fazla hızlı beklenti içine girerse, çocuk sorunları çözme konusunda kendini yetersiz hissedip utanç ve şüphe duyabilir. Özellikle ilk denemelerinde alay edilmesi bu duyguları pekiştirir.[21] Özerklik konusunda dengeli davranmak önemlidir: Çok fazla serbestlik, kuralları hiçe saymaya; çok fazla kontrol ise aşırı isyankarlığa neden olabilir.
Amaç: girişimcilik vs. suçluluk (lokomotor-cinsel, erken çocukluk, 3-4 yaş)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal Soru: Böyle yapmak, hareket etmek ve davranmak benim için uygun mu?[10]
Girişkenlik evresi, çocuğun sadece bağımsız hareket etmesinden öte, bir işi planlayıp kurgulayarak başlatması ve tamamlamasıyla ilgili bir süreçtir. Çocuk bu dönemde düşen nesnelerin aşağı indiğini, yuvarlak cisimlerin ise yuvarlandığını anlar; fermuar açıp kapamayı, ayakkabı bağlamayı, saymayı ve konuşmayı öğrenir. Artık kendi eylemlerini amaçlı olarak başlatmak ve sonuçlandırmak ister. Aynı zamanda suçluluk, daha önce tanımadığı karmaşık bir duygu olarak ortaya çıkar; çocuk mantıklı bakıldığında suçluluk gerektirmeyen durumlarda bile suçlu hissedebilir ve girişimleri istendiği gibi sonuçlanmadığında kendini suçlu bulabilir.
Okul öncesi dönemde (3–6 yaş), çocuklar cesaret ve bağımsızlık duygularını geliştirmeye odaklanır. Burada “girişkenlik ile suçluluk” arasında bir denge kurmak psikolojik kriz olarak tanımlanır; çocuk, yapacağı planların karmaşıklıklarıyla baş etmeyi ve doğru karar verebilmeyi öğrenir.[20] Bu süreçte, çocuk kendi inisiyatifini kullanarak liderlik becerilerini pekiştirir ve belirlediği hedeflere ulaşmak için uğraşır. Örneğin, bir çocuk tek başına sokağın karşısına geçmek ya da kasksız bisiklete binmek gibi riskli denemeler yapabilir; bu davranışlar kendi sınırlarını test etme amacı taşır. Ancak inisiyatif denemeleri her zaman olumlu sonuçlanmayabilir; çocuk bir işe yaramadığını düşündüğünde öfke ve hayal kırıklığıyla nesne fırlatma, vurma ya da bağırma gibi tepkiler verebilir.
Okul öncesi çağındaki çocuklar kendi başlarına iş bitirme ve yeni şeyler deneme konusunda daha yetkin hale gelir. Artan özgürlükleri, hangi etkinlikleri seçeceklerine karar vermelerini gerektirir. Bazı projeler yetenek sınırları içindeyken, başka denemeler hem çocuk için zorlayıcı hem de başkalarının düzenini bozucu olabilir. Ebeveynler ve öğretmenler, çocukların denemelerini destekleyip onlara gerçekçi seçenekler sunarsa, çocuklar inisiyatif kullanma becerisi—yani plan yapıp uygulama bağımsızlığı—kazanır. Yetişkinler bu çabaları engellerse ya da küçümserse, çocuklar denemeleri ve istekleri hakkında suçluluk hisseder.[23]
Yeterlilik: üretkenlik vs. aşağılık duygusu (erken ergenlik, geç çocukluk, 5-11 yaş)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal Soru: Hayatta başarılı olabilir miyim?[10]
Bu aşamada çocuk, oyun isteğinin ötesine geçerek bir işi tamamlamanın tatminini deneyimler ve böylece üretkenlik duygusu gelişir. Aynı zamanda temel araç-gereç ve teknolojik kavramları öğrenir. Eğer önceki evrelerde güven, bağımsızlık ve çalışma alışkanlığı tam oturmamışsa, çocuk kendi geleceğine dair kaygılar yaşar; bu da utanç, suçluluk duyguları ve eksiklik hissine neden olabilir.[24]
Çocuk, yeni beceriler edinme zorunluluğuyla yüzleşir; bunu başaramazsa kendini yetersiz, başarısız ve aşağılık hissetme riski taşır. Bu engeli aştığında ise topluma dahil olarak dünyada iz bırakmaya başlar. Böylece kendi yetenek düzeyini keşfeder ve ne kadar yetkin olduğunu kavrar.
Bu dönemde çocuklar, birey olduklarının daha çok farkına varmaya başlarlar ve sorumluluk sahibi, kurallara uygun ve “doğru” davranma konusunda çaba gösterirler. Paylaşma ve iş birliği gibi sosyal becerilerde daha uyumlu hâle gelirler. Allen ve Marotz'a (2003)[25] göre, bu yaş grubundaki çocuklar, mekân ve zaman gibi kavramları daha mantıklı ve uygulanabilir biçimde kavramaya başlar; neden-sonuç ilişkilerini ve takvim zamanını anlamada gelişim gösterirler. Okuma, yazma ve saat okuma gibi daha karmaşık becerileri öğrenmeye istekli hâle gelirler. Aynı zamanda ahlaki değerler geliştirmeye, bireysel ve kültürel farklılıkları tanımaya başlarlar. Kişisel bakımlarını genellikle büyük ölçüde kendi başlarına yerine getirebilirler.[25] Öte yandan, artan bağımsızlık istekleri zaman zaman karşı gelme, söz dinlememe veya asi davranışlarla kendini gösterebilir.
Erikson'a göre ilkokul dönemi, çocukların öz güven geliştirmeleri açısından hayati öneme sahiptir. Bu dönemde çocuklara; resim yapma, basit matematik problemleri çözme ya da cümleler yazma gibi etkinlikler aracılığıyla öğretmenleri, aileleri ve akranları tarafından takdir edilme fırsatları sunulur. Çocukların üretici olmaları teşvik edildiğinde ve başarıları olumlu geri bildirimle karşılandığında, görev bilinci geliştirirler; sabırla çalışır, başladıkları işi tamamlama konusunda sebat gösterir ve eğlenceden önce sorumluluklarını yerine getirmeye odaklanırlar. Öte yandan, çabaları küçümsenen ya da cezalandırılan çocuklar veya beklentileri karşılayamayacaklarını düşünenler, yeterli olmadıklarına dair aşağılık duyguları geliştirme riskiyle karşı karşıya kalırlar.[7]
Bu yaş grubundaki çocuklar, çevrelerindeki insanlarla daha bilinçli sosyal ilişkiler kurmaya başlarlar. Sosyalleşme, bu dönemde gelişimsel açıdan büyük önem taşır; çocukların hem kendilerine hem de yeteneklerine yönelik özgüven geliştirmelerinde belirleyici olabilir. Aynı zamanda çocuklar, bu dönemde kendi sosyal gruplarını oluşturmaya veya belirli arkadaş çevrelerine dahil olmaya başlarlar. Çocuğun içinde bulunduğu grubun niteliği, özgüven düzeyini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir.
İlkokul çağındaki çocuklar, bu dönemde bireysel yeteneklerini fark etmeye başlar ve eğitim süreçleri ilerledikçe ilgi alanlarını keşfetmeye devam ederler.[11] Spor alanında başarılı olduğunu fark eden bir çocuk, bir spor takımına katılmayı tercih edebilirken; müzikle ilgilenen bir çocuk okul bandosuna katılmak gibi faaliyetlere yönelme eğilimindedir. Ancak çocukların kendi yeteneklerini kendi hızlarında keşfetmelerine fırsat tanınmazsa, motivasyon eksikliği, düşük öz saygı ve genel bir isteksizlik gelişebilir.[26] Bu durum, çocukların ilgisiz ve pasif bir yaşam tarzına yönelmesine yol açabilir.
Sadakat: kimlik vs. rol karmaşası (ergenlik, 12-17 yaş)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal Soru: Ben kimim? Kim olmak istiyorum?[10]
Ergenlik döneminde bireyler, dış görünüşlerinin başkaları tarafından nasıl algılandığı konusunda daha fazla farkındalık geliştirirler. Erikson'a göre bu dönemde gelişen süperego kimliği, bireyin gelecekte kurmayı hedeflediği yaşamla, kendine dair içsel süreklilik ve anlamın örtüşmesine dayanan bir kimlik güvenini ifade eder. Eğitim ya da mesleki kimliğe dair netleşme, ergen için tatmin edici bir gelişmedir. Ergenliğin ilerleyen evrelerinde bireyler, cinsel kimliklerine dair daha belirgin bir farkındalık da geliştirirler. Bu süreçte, çocukluktan yetişkinliğe geçerken, yetişkin dünyasında hangi rolleri üstleneceklerine dair sorular sormaya ve ilgi duymaya başlarlar. Başlangıçta toplumsal roller konusunda kafa karışıklığı yaşayabilir, kendilerine uygun alanları bulabilmek için çeşitli etkinlikleri deneyebilirler.[26] Bu etkinlikler arasında örneğin araba tamiriyle uğraşmak, komşulara çocuk bakıcılığı yapmak ya da belirli politik/dini gruplara yönelmek gibi davranışlar yer alabilir. Erikson'a göre, bu süreç sonucunda ergenlerin çoğu, kim olduklarına ve yaşamlarını nasıl yönlendireceklerine dair sağlam bir kimlik duygusu kazanır.
Ergenlik döneminde bireyin; mesleki yönelim, toplumsal cinsiyet rolleri, siyasal görüşler ve bazı kültürel bağlamlarda dinsel inançlar gibi temel alanlarda kimlik geliştirmesi beklenir. Ancak bu süreç her zaman kolay ya da doğrudan ilerlemez. Ergen, içinde yaşadığı dünyada kendine bir yer edinmeye ve bu dünyaya nasıl katkı sunabileceğini keşfetmeye çalışır.
“Kimlik krizi” terimi ilk olarak Erik Erikson tarafından ortaya atılmıştır.[27] Erikson'a göre kimlik krizi, ergenin ya da genç bireyin bir benlik algısı geliştirdiği kritik bir gelişim evresidir. Bu süreçte birey; fiziksel görünümünü, kişiliğini, olası sosyal rolleri ve mesleki yönelimleri bir bütünlük içinde değerlendirmeye çalışır. Kimlik oluşumu; kültürel değerler, tarihsel bağlam ve toplumsal beklentilerden doğrudan etkilenir. Bu evre, ilerideki gelişim aşamalarının sağlıklı biçimde sürdürülebilmesi açısından zorunlu bir geçiştir.[28] Erikson'un modelinde her gelişim evresinin kendine özgü bir çatışması (krizi) olsa da, bu aşama çocukluktan yetişkinliğe geçişi simgelemesi açısından daha kritik bir rol oynar. Erikson'a göre bebeklik ve çocukluk boyunca birey birçok özdeşleşme geliştirir; ancak gençlikte ortaya çıkan kimlik arayışı, bu önceki özdeşleşmelerle tam anlamıyla tatmin edilemez.[29] Bu dönemde birey, “olduğu kişi” ile “toplumun olmasını beklediği kişi” arasında bir uzlaşma geliştirmeye çalışır. Ortaya çıkan benlik duygusu, geçmiş yaşantıların geleceğe dair beklentilerle bütünleştirilmesiyle şekillenir. Erikson'un sekiz evreli psikososyal gelişim kuramında bu beşinci evre, bireyin gelişiminde önemli bir kavşak noktası olarak tanımlanır.
Aşk: yakınlık vs yabancılaşma (erken yetişkinlik, 18-39 yaş)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal Soru: Başka bir insanla beraber olabilir miyim?[10]
Erikson'un psikososyal gelişim kuramında yer alan “yakınlık ile yabancılaşma” çatışması, ergenlik döneminden sonra başlayan yetişkinliğin ilk evresine karşılık gelir. Bu aşamada bireyin kimlik gelişimi büyük ölçüde tamamlanmış olsa da, önceki evre olan “kimlik ile rol karmaşası” hâlâ bu dönemin temelinde etkisini sürdürebilir.[30] Bu evre yalnızca romantik ilişkileri değil, bireyler arası güçlü bağların kurulmasını da kapsar.[22] Genç yetişkinler, sosyal çevrelerine uyum sağlamak ve ait hissetmek amacıyla, kimliklerini arkadaşlarınınkilerle bütünleştirme eğilimindedir. Ancak Erikson'a göre, yakınlık kurma çabası bazı bireylerde izolasyona da neden olabilir. Reddedilme korkusu—örneğin bir ilişkinin bitmesi ya da duygulara karşılık bulamamak—yakın ilişkilerden kaçınmaya yol açabilir. Bu durum, kişinin psikolojik savunma mekanizmalarını harekete geçirerek içe kapanmasına sebep olabilir. Ayrıca Erikson, bu dönemde “uzaklaştırma” adı verilen bir davranış biçimine de dikkat çeker. Uzaklaştırma, bireyin kendi yaşamını ya da değer sistemini tehdit altında hissettiğinde, bu tehdidi oluşturan kişi veya unsurları dışlama ya da yok etme arzusudur. Bu tür bir tepki, özellikle yakın ilişkilere dışarıdan müdahale edildiğinde kendini gösterebilir.[30]
Birey, kimliğini oluşturduktan sonra başkalarıyla uzun süreli ilişkiler kurmaya hazır hâle gelir. Bu dönemde, yakın arkadaşlıklar ya da evlilik gibi karşılıklı bağlılığa dayalı ilişkiler geliştirme kapasitesi artar. Bireyler, bu tür ilişkilerin gerektirdiği fedakârlık ve uzlaşmaları kabul etme konusunda istekli olurlar. Kimlik gelişimini sağlıklı bir biçimde tamamlamış bireylerde, yakın ilişki kurma süreci genellikle daha başarılı sonuçlar verir.[31] Öte yandan, birey kendi içsel gereksinimleri ya da çatışmaları nedeniyle bu tür ilişkiler kurmakta zorlanırsa, izolasyon duygusu gelişebilir. Bu durum, bireyde yalnızlık, karamsarlık ve varoluşsal kaygı gibi hislerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Erikson'un teorisini sunduğu çalışmalarında,[32] iki birey arasındaki yakınlığın psikososyal önemi vurgulanır. Bu evrede temel çatışma, bireyin kendini bir başkasına adama istekliliğidir. Kişinin korkularını aşarak samimi bir ilişki kurması, bu aşamada kritik bir adım olarak görülür. Erikson, kendi kuramını Freud'un psikoseksüel gelişim teorisiyle karşılaştırarak, Freud'un ağırlıklı olarak cinsel tatmine odaklandığını, oysa yakınlığın yalnızca cinsel doyumdan ibaret olmadığını; sosyal ve duygusal bağların da önemli bir rol oynadığını ileri sürer. Bununla birlikte, Erikson, samimi sosyal ilişkiler içinde cinsel etkileşimin de değerini ve işlevini kabul etmektedir.[32]
Özen: üretkenlik vs. durgunluk (orta yetişkinlik, 40-64 yaş)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal soru: Hayatımı anlamlı kılabilir miyim?[10]
Orta yaş evresi, bireyin toplumsal sorumluluk üstlenme ve gelecek kuşaklara rehberlik etme görevini odak noktası haline getirir. Bu dönemde kişi, aile yetiştirme veya toplumsal projelere katkı sağlama gibi etkinliklerle kendini toplumun ilerlemesine adadığında, “üretkenlik” adı verilen başarı duygusunu içeren bir tatmin hissi yaşar. Öte yandan, yalnızca kendi gereksinimlerine odaklanan ve toplumsal yarara katkı sunamayan bireyler, “durgunluk” adı verilen, üretkenlik eksikliğinden kaynaklanan memnuniyetsizlik duygusuna kapılır. Orta yaşta, bireyler yaşamlarının sonuna yaklaşırken geride ne bıraktıklarını—hem ailesi hem de içinde yaşadıkları topluluk açısından—düşünmeye başlar. Erikson'a göre bu evrenin erdemi “bakım” iken, uyumsuz formu “reddedicilik” olarak adlandırılır.[6]
Erikson'a göre, üretkenlik ve yaratıcılığın birbiriyle ilişkili olduğu sıklıkla vurgulansa da, esas odak noktasının “başkalarına yardım etme” olduğunun unutulmaması gerekir.[32] Batı toplumunda genellikle çocukların ebeveynlere gereksinimi olduğuna dair bir inanç ön plandadır; oysa Erikson, yetişkinlerin de çocuklara ihtiyaç duyduğunu ileri sürer. Çocukların yetiştirilmesi ve topluma kazandırılması için gösterilen emek, yetişkinin olgunlaşmasını destekler. Ayrıca, bir yetişkinin gençlere sağladığı rehberlik ve destek, bu gençlerin ileriki yaşamlarında katkıyı yeniden üretme eğilimini güçlendirir.[32]
Bilgelik: benlik bütünlüğü vs. umutsuzluk (geç yetişkinlik, 65 yaş ve üzeri)
[değiştir | kaynağı değiştir]- Varoluşsal soru: Arkamda bir şeyler bırakabildim mi?[10]
Yaş ilerledikçe bireyler, emeklilik dönemiyle birlikte günlük mesleki sorumluluklarından uzak kalmanın getirdiği yeni bir yaşam ritmine uyum sağlarlar. Bu süreçte boş zaman etkinliklerine katılım ve aile ile geçirilen zaman, emeklinin psikososyal uyumunu ve tatmin düzeyini doğrudan etkiler.[33] Erikson'un kuramına göre, yaşlanma ve emekliliğin başlaması, önceki psikososyal evrelerde yaşanan ikili çatışmaların—örneğin üretkenlik ve durgunluk ya da yakınlık ve yabancılaşma—yeniden gündeme gelmesine yol açabilir.[34] Ayrıca, bu dönemde bireyler yaşam doyumlarını yeniden değerlendirme, sosyal ve toplumsal katılımlarını sürdürme ve sağlığın korunmasına yönelik stratejiler geliştirme süreçlerinden geçerler.[35] Olası gelişimsel çatışmalarla karşılaşsalar da, önceki evrelerde kazanılan psikolojik beceri ve erdemler, bu çatışmaların üstesinden gelmelerinde önemli bir dayanak oluşturur.[36]
Yaşlılık döneminde bireyler, önceki ilgi alanlarına ek olarak yeni konulara da yeniden ilgi duymaya başlar. Bu canlanma, fiziksel ve zihinsel işlevlerin zayıflaması karşısında özerkliklerini koruma çabalarından kaynaklanır. Kendi başlarına ayakta durabilme isteği, bağımlı duruma düşmemek için denge arayışını beraberinde getirir.[36] Erikson'a göre, bu dönemde psikososyal bütünlüğün sağlanabilmesi için farklı kuşaklardan insanlarla etkileşim halinde olmak da gereklidir; böylece geçmiş deneyimlerle geleceğe dair beklentiler arasında tutarlı bir yaşam algısı oluşturulur.[37]
Erikson'un modeline göre, ileri yetişkinlik döneminin nihai görevi retrospektif değerlendirmedir; bireyler yaşam öykülerine ve elde ettikleri başarılara dönük bir içsel hesaplaşma yaşar. Anlatı terapisi gibi yöntemler, kişilerin geçmiş deneyimlerini yeniden yapılandırarak olumlu anılara ve kazanımlara odaklanmalarını sağlar.[35] Bu süreç, bireyde “bütünlük” erdemini—yaşanmış bir hayatın tatmin duygusuyla tamamlandığı inancını—geliştirir. Tam tersine, yaşam öyküsünün büyük ölçüde başarısızlık ve pişmanlıklarla dolu olduğuna kanaat getirildiğinde, “çaresizlik” ve umutsuzluk duyguları ortaya çıkabilir.
Erikson'un sekiz evreli gelişim kuramında, ileri yetişkinlik dönemindeki “bütünlük ile umutsuzluk” çatışması genellikle yaşamın doğal sırasıyla ortaya çıkar. Ancak birey, ölümcül bir hastalık teşhisi gibi yaşamının sonuna yaklaşıldığını hissettiğinde bu evreyi öne çekebilir.[38]
Bu evrede kişi, geçmiş yaşam öyküsüne bakarken hem yaşamının anlamlı yanlarını hem de düzenli bir bütünlük hissini keşfetmeyi amaçlar. Kendi deneyimlerini yeniden yorumlamak ve olumsuz anıları olumlu biçimde çerçevelemek için anlatı terapisi gibi yöntemler kullanılabilir. Bu yaklaşımlar, bireyin benlik bütünlüğüne—yaşamının tutarlı ve anlamlı olduğuna dair inanç—ulaşmasına yardımcı olabilir.[32] Bununla birlikte, ideal olarak, bu döneme erişilmeden önce yaşamın genelinde anlam ve düzen odaklı bir çizgi izlenmiş olması, bütünlüğün sağlanmasını kolaylaştırır.
Erikson, yaşamın son evresini ilk evre olan “güven ve güvensizlik” çatışmasına dayandırır. Webster Sözlüğü’ne göre “güven”, bir kişinin başkasının dürüstlüğüne yönelik kesin bir inanç olarak tanımlanmıştır; bu tanım, bireyin tutkuları ve eylemlerinin çocuklar üzerindeki etkisini vurgular. Eğer yaşlı bir birey ölümü korkutucu bir deneyim olarak görürse, bu tutum çocukların dünya ve yaşam karşısında endişeli olmalarına neden olabilir. Öte yandan, yetişkin ölüm kaygısını aşmayı başarırsa, bu tavır genç kuşaklara cesaret ve yaşamda güven duygusu aşılayabilir. Böylece erdemli bir bütünlük örneği, sonraki kuşakların güven gelişimini destekleyici bir model oluşturur.[32]
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Thomas, Robert Mcg. Jr. (8 Ağustos 1997). "Joan Erikson Is Dead at 95; Shaped Thought on Life Cycles"
. The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. 12 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2023.
- ^ Escalona, Sibylle (2 Mart 1951). "Childhood and of the Society. Erik H. Erikson. New York: Norton, 1950. 397 pp. $4.00". Science (Review). 113 (2931): 253. doi:10.1126/science.113.2931.253.a. ISSN 0036-8075.
- ^ a b Knight, Zelda Gillian (1 Eylül 2017). "A proposed model of psychodynamic psychotherapy linked to Erik Erikson's eight stages of psychosocial development". Clinical Psychology & Psychotherapy (İngilizce). 24 (5): 1047-1058. doi:10.1002/cpp.2066. PMID 28124459.
- ^ Syed, Moin; McLean, Kate C. (24 Nisan 2017). "Erikson's Theory of Psychosocial Development". PsyArXiv. Center for Open Science. doi:10.31234/osf.io/zf35d
.
- ^ Sutton, Jeremy (23 Nisan 2017). "Erik Erikson's Stages of Psychosocial Development Explained". PsyArXiv Preprints. 16 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b Orenstein, Gabriel A.; Lewis, Lindsay (2021), "Eriksons Stages of Psychosocial Development", StatPearls, Treasure Island (FL): StatPearls Publishing, PMID 32310556, 20 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi6 Temmuz 2021
- ^ a b Crain, William (2011). Theories of Development: Concepts and Applications (6. bas.). Upper Saddle River, NJ: Pearson Education, Inc. ISBN 978-0-205-81046-8.
- ^ Duerden, Mat D.; Widmer, Mark A.; Taniguchi, Stacy T.; McCoy, J. Kelly (2009). "Adventures in Identity Development: The Impact of Adventure Recreation on Adolescent Identity Development" (PDF). Identity: An International Journal of Theory and Research. 9 (4): 341-359. doi:10.1080/15283480903422806. eISSN 1532-706X. ISSN 1528-3488. Archived from the original on 9 Ağustos 2017.
- ^ a b c d e f g h Boeree, Cornelis George (2006). "Erik Erikson". webspace.ship.edu. Shippensburg University of Pennsylvania. 4 Ocak 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Aralık 2020.
- ^ a b c d e f g h i j Macnow, Alexander Stone, (Ed.) (2014). MCAT Behavioral Science Review. New York City: Kaplan Publishing. s. 220. ISBN 978-1-61865-485-4.
- ^ a b c d Dunkel, Curtis S.; Harbke, Colin (1 Mart 2017). "A Review of Measures of Erikson's Stages of Psychosocial Development: Evidence for a General Factor". Journal of Adult Development (İngilizce). 24 (1): 58-76. doi:10.1007/s10804-016-9247-4. ISSN 1068-0667.
- ^ Human development: a psychological, biological, and sociological approach to the life span: "III 3–6 (Play Age) Initiative vs. Guilt Family Purpose".
- ^ Human development: a psychological, biological, and sociological approach to the life span: "IV 7–11 (School Age) Industry vs. Inferiority Neighborhood, School Competence ".
- ^ Human development: a psychological, biological, and sociological approach to the life span: "V 11–19 (Adolescence) Identity vs. Identity Confusion Peer Groups Leadership Models Fidelity".
- ^ Intergenerational Programs: Imperatives, Strategies, Impacts, Trends: "First, he considers young adulthood (age 20–44) which he describes as the struggle of "intamacy vs isolation."".
- ^ Intergenerational Programs: Imperatives, Strategies, Impacts, Trends: "In Middle adulthood (age 45–64), the conflict of "generativity vs stagnation" arises".
- ^ Intergenerational Programs: Imperatives, Strategies, Impacts, Trends: "Finally, Erikson takes us to the eighth stage of adulthood known as "later adulthood" (over 65) where development focuses on the integration of life's experiences, on embracing these experiences as inevitable aspects of oneself, and on accepting an orderliness in life and death".
- ^ a b Sharkey, Wendy (May 1997). "Erik Erikson". Muskingum University. 27 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2012.
- ^ Begus, Katarina; Gliga, Teodora; Southgate, Victoria (7 Ekim 2014). "Infants Learn What They Want to Learn: Responding to Infant Pointing Leads to Superior Learning". PLOS ONE. 9 (10): e108817. Bibcode:2014PLoSO...9j8817B. doi:10.1371/journal.pone.0108817
. ISSN 1932-6203. PMC 4188542
. PMID 25290444.
- ^ a b c Bee, Helen; Boyd, Denise (March 2009). The Developing Child (12. bas.). Boston, MA: Pearson. ISBN 978-0-205-68593-6.
- ^ a b Mcleod, Saul (25 Ocak 2024). "Erik Erikson's Stages of Psychosocial Development". www.simplypsychology.org. 14 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2021.
- ^ a b c Laurence, Emily (27 Şubat 2023). "Erik Erikson's Stages Of Psychosocial Development". Forbes Health. 12 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Axia College Materials (2010)
- ^ Parenting Today Staff. "Erik Erikson's Stages of Social-Emotional Development". childdevelopmentinfo.com. Child Development Institute. 18 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2024.
- ^ a b Allen, Eileen; Marotz, Lynn (2003). Developmental Profiles Pre-Birth Through Twelve (4. bas.). Albany, NY: Thomson Delmar Learning. ISBN 978-0-7668-3765-2.
- ^ a b Erikson & Erikson 1998.
- ^ Gross, Francis L. (1987). Introducing Erik Erikson: An Invitation to his Thinking
. Lanham, MD: University Press of America. s. 47. ISBN 0-8191-5788-0.
- ^ Erikson, Erik H. (Sonbahar 1970). "Autobiographic Notes on the Identity Crisis". Daedalus. 99 (4): 730-759. ISSN 0011-5266. JSTOR 20023973. PMID 11609638.
- ^ Wright, Jr, J. Eugene (1982). Erikson: Identity and Religion
. New York, NY: Seabury Press. s. 73. ISBN 978-0-8164-2362-0.
- ^ a b Erikson, Erik H. (1993) [1950]. Childhood and Society. New York, NY: W. W. Norton & Company. s. 242. ISBN 978-0-393-31068-9.
- ^ Kacerguis, Mary Ann; Adams, Gerald R. (April 1980). "Erikson stage resolution: The relationship between identity and intimacy". Journal of Youth and Adolescence. 9 (2): 117-126. doi:10.1007/bf02087930. ISSN 0047-2891. PMID 24318015.
- ^ a b c d e f Erikson, Erik H. (1985). Childhood and Society (35th Anniversary bas.). New York: W. W. Norton. ss. 263-269. ISBN 0-393-30288-1.
- ^ Darnley, Fred Jr. (April 1975). "Adjustment to Retirement: Integrity or Despair". The Family Coordinator. 24 (2): 217-226. doi:10.2307/582287. ISSN 0014-7214. JSTOR 582287.
- ^ Osborne, John W. (December 2009). "Commentary on Retirement, Identity, and Erikson's Developmental Stage Model". Canadian Journal on Aging / La Revue canadienne du vieillissement. 28 (4): 295-301. doi:10.1017/s0714980809990237. ISSN 0714-9808. PMID 19925695.
- ^ a b Wiesmann, Ulrich; Hannich, Hans-Joachim (2011). "A Salutogenic Analysis of Developmental Tasks and Ego Integrity vs. Despair". The International Journal of Aging and Human Development. 73 (4): 351-369. doi:10.2190/ag.73.4.e. ISSN 0091-4150. PMID 22474916.
- ^ a b Hannah, Mo Therese; Domino, George; Figueredo, A. J.; Hendrickson, Rick (1996). "The Prediction of Ego Integrity in Older Persons". Educational and Psychological Measurement. 56 (6): 930-950. doi:10.1177/0013164496056006002. ISSN 0013-1644.
- ^ Ferguson, Sue (December 1995). "Vital Involvement in Old AgeErik H. Erikson, Joan M. Erikson & Helen Q. Kivnick New York: Norton (1986) 352pp $20.95 paperback". Behaviour Change (Review). 12 (4): 247-248. doi:10.1017/s0813483900004216. ISSN 0813-4839.
- ^ Andrews, Paul (1 Eylül 1981). "Developmental tasks of terminally ill patients". Journal of Religion and Health (İngilizce). 20 (3): 243-252. doi:10.1007/BF01561185. ISSN 1573-6571. PMID 24311256.
- Erikson, Erik H.; Erikson, Joan M. (1998) [1997]. The Life Cycle Completed (extended bas.). New York: W. W. Norton & Company. ISBN 978-0-393-34743-2.
Konuyla ilgili yayınlar
[değiştir | kaynağı değiştir]| Erikson'un psikososyal gelişim basamakları ile ilgili kütüphane kaynakları |
- Erikson, E. (1950). Childhood and Society (1st ed.). New York: Norton.
- Erikson, Erik H. (1959). Identity and the Life Cycle. New York: International Universities Press.
- Erikson, Erik H. (1968). Identity, Youth and Crisis. New York: Norton.
- Erikson, Erik H.; Erikson, Joan M. (1998) [1997]. The Life Cycle Completed (Extended bas.). New York: W. W. Norton & Company. ISBN 978-0-393-34743-2.
- Sheehy, Gail (1976). Passages: Predictable Crises of Adult Life. New York: E. P. Dutton.
- Stevens, Richard (1983). Erik Erikson: An Introduction. New York: St. Martin's.