Hekimoğlu
Hekimoğlu (d. Yassıtaş, Fatsa, Ordu – ö. 26 Nisan 1913, Fatsa), asıl adıyla Hekimoğlu İbrahim, 20. yüzyıl başında Fatsa, Ünye, Ordu, Niksar, Tokat, Samsun dağlarında kanun kaçağı olarak yaşamış ve halk muhayyilesinde mertliği, yiğitliği ve yardımseverliği ile efsaneleşmiştir.
"Aynalı martini" dediği tüfeği ile ünlendi. 1908-1913 arasında peşine takılan müfrezelerden kaçmayı başardı. 1913'te yakalandı ve çatışma sırasında öldürüldü. Ölümünden sonra ağıt olarak yakılan ve TRT repertuvarına giren Hekimoğlu Derler Benim Aslıma türküsü ile öyküsü nesilden nesile taşınmış ve tüm Türkiye'de tanınmıştır. Hayatı televizyon dizisine, bir operaya ve çeşitli kitaplara, romanlara konu olmuştur.
Yaşamı
[değiştir | kaynağı değiştir]1900'lerin ilk yıllarında yaşadı. Fatsa'nın Yassıtaş köyündendir. Sarı saçlı bir delikanlı olduğu bilinir.[1]
Yazar Murat Sertoğlu'nun halk ağzından derlediği bilgilere göre 93 Harbi muhacirlerinden Gürcü Sefer Ağa'nın değirmeninde çalıştığı sırada haksız bir suçlama ile karşılaşmıştır. Sefer Ağa'nın kızı olan ve Gürcü Beyi Seyyid Ağa ile nişanlı olan Fadime ile konuştuğu sırada onları Seyyid Ağa'nın yeğeni Yusuf görmüş; bu konuşmaya farklı bir anlam vererek Seyyid Ağa'ya bildirmiştir. Bu yüzden Seyyid Ağa'nın evine çağrılan Hekimoğlu, bu görüşmeye tedbir olarak silah kuşanıp gitti ve konuşma sırasında kendisini tutamayıp silahına davranan Yusuf'u öldürdü. Seyyid Ağa'nın ve muhacirlerin kendisinden intikam almak isteyeceğini bildiği için bu olaydan sonra dağa çıktı ve kanun kaçağı olarak yaşadı.
Mustafa Öz'ün "2040 Kar Tanelerinden Gökkuşağına Yeni Bir Dünya Başarıların Romanı" adlı eserde aktardığı araştırmalarına göre ise Hekimoğlu, Gürcü Hulusi Ağa'nın tehlikeli ve zor işlerini de gören gözü pek bir genç idi. Yaptığı hatalar sonucu işten çıkarılınca kanunsuz işler yapıp kanun kaçağı oldu. Devlet yetkilileri, Hulusi Ağa'ya "kır serdarı" sıfatı vererek ondan Hekimoğlu İbrahim'i yakalamasını istediler.[1][2]
Dağa çıktığında Hekimoğlu'na yeğenleri büyük ve küçük Mehmet ile çocukluk arkadaşı Gedik Halil katıldı.[3] Hekimoğlu uzun süre Fatsa, Ünye, Ordu, Tokat, Niksar, Samsun dağlarında eşkiyalık yaptı. Üzerini ayna ile donattığı ve "aynalı martin" adını verdiği tüfeği ile ünlendi. Güneşi karşısına alıp, tüfeği düşmanın gözüne karşı tutuğunda tüfeği güneş ışığını düşmanın gözüne yansıtmaktaydı; ayrıca ayna sayesinde arkadan gelen düşmanı da görebiliyordu. Kurnazlığı ve tüfeği sayesinde kimsenin yakalayamadığı Hekimoğlu, kendisini teslim olmaya ikna etmek isteyen Tahmasoğlu Hulusi Ağa'ya da aynalı martini ile ateş etti ve ölmesine sebep oldu.[3] Bu olaydan sonra, saklandığı fırının içindeki bir delikten geçerek kaçtı.
Hekimoğlu ile Gürcü Beyi arasındaki husumet, kim kaynaklara göre yöredeki Gürcüler ve Türkler arasında bir etnik kavgaya dönüşmüş ve Hekimoğlu, yörede Gürcüler'e karşı Türkler'i kollayan ve koruyan bir kişi olarak tanınmıştır.[3] Kimileri ise olayın etnik bir çatışma değil, münferit bir hadise olduğunu ancak akrabalık bağları çok kuvvetli olan Gürcü muhacirlerin bu olayın üzüntüsünü yaşayıp kan davası hakkını saklı tutuklarını ifade eder.[1] Hekimoğlu'nu yakalayıp intikam alma işini Hulusi Ağa'nın kardeşi Dadyan Arslan üstlendi.[2]
Jandarma ve gönüllüler Hekimoğlu'nu takibe çıktılarsa da o, uzun süre yakalanmamayı başardı. Uzun süre yakalanamayışının sebebinin ırza, namusa çok düşkün, ahlaklı bir kimse olması ve kendisine bazı Türk köylerinde barınma imkanı verilip korunması olduğu kabul edilir.[3] Bir iddiaya göre idamdan kurtulmak ve gayrı müslim azınlıklara tanınan imtiyazlarda yararlanmak için din değiştirip Hristiyan oldu.[1] Senelerce Trabzon ve Sivas vilayetleri dahilinde dolaştıktan sonra hükûmetten af talebinde bulundu.[3] Sivas valisi, 1909'da Dahiliye Nezareti'ne çektiği telgrafla ve yedi ay sonra da gönderdiği mektupla onun af talebini iletti. Ancak bu talep, Şûrâ-yı Devlet tarafından reddedildi.[3]
Öldürülmesi
[değiştir | kaynağı değiştir]
Hekimoğlu, sonunda müfrezeler ve Dadyan Arslan'ın takibinden kurtulamayarak öldürüldü. Pek çok kaynakta 1910 yılında arkadaşı Alanlı Osman ile birlikte vurulduğu yazılır; kaynak olarak da o yıllarda Fatsa‘da bulunan "Jan" adlı bir gazeteci tarafından çekilen bir fotoğraf gösterilir. İddiaya göre Hekimoğlu ve Alanlı Osman'ın cesetleri Fatsa'ya getirilmiş ve orada fotoğraflanmıştır. Söz konusu fotoğrafın arkasında "Fatsa, 1910" yazar.[4][not 1]
Murat Sertoğlu'na göre Hekimoğlu, "iki Mehmetler" diye anılan yeğenlerinin onları takip eden Dadyan Arslan ve adamları ile Korgan’ın Tepealan köyünde çatışıp öldürümeleri üzerine tebdili kıyafet köye gitmişti. İlk olarak köy muhtarının yanına gitti ve muhtarın ihbarı üzerine etrafı jandarma ile sarıldı. Takip müfrezesi ve onlarla birlikte hareket eden Gürcü Dadyan Arslan ve Tahmasoğlu Yusuf ile çatıştı ve arkadaşı Gedik Halil ile birlikte vurularak öldü.[1]
Merdan Güven'in 2005 tarihli doktora tezinde ise "Canik mutasarrıfı Necmi" imzasıyla Dahiliye Nezareti’ne çekilmiş 1913 tarihli telgrafa yer verilmiştir. Bu telgrafta Hekimoğlu'nun sekiz saat süren bir çarpışma sonunda kendi köyü olan Yassıtaş’ta vurulup öldürüldüğü bildirilmektedir. Belgede Hekimoğlu’nun yanında ölü olarak bir kişinin daha ele geçirildiği bildirilir ancak bu kişinin Alanlı Osman mı yoksa Gedik Halil mi olduğuna dair bilgi bulunmaz.[3] Canik mutasarrıflığı, Hekimoğlu’nu ölü ele geçiren Şakir onbaşı ve dokuz nefer ile onlara kılavuzluk yapan Fatsa’nın Saca Köyü’nden Todor ve Yorika adlı şahıslara bir miktar para ile taltifini Dahiliye Nezaretinden talep etmiştir.[3]
Hekimoğlu, halk muhayyilesinde türkülere konu oldmuş; radyo repertuarına da giren türkü ile öyküsü gelecek nesillere aktarılmıştır.
Hekimoğlu türküsü
[değiştir | kaynağı değiştir]Hekimoğlu'nun ölümünün ardından yakılan ağıt, ‘düşmanlıkları körüklüyor" gerekçesiyle yıllarca söylenmedi.[1] Yöredeki Gürcülerin liderliğini üstlenen Dadyan Arslan, konunun konuşulmasını ve türkünün söylenmesini yasakladı. Yıllar sonra Ümit Tokcan, Dadyan Arslan'ın oğlunun izni ile türküyü kasede okumuştur.[1] Ancak "Dadyan Arslan’la baş edemedim" ifadesi, oğlunun isteği ile kaldırılmış, "Ünye Fatsa bir oldu baş edemedim" mısrası eklenmiştir. Türkü, TRT repertuvarına girmiş ve çok sevilen bir türkü olmuştur.[6]
Mezarı
[değiştir | kaynağı değiştir]Doğup büyüdüğü Yassıtaş köyünde köy sakinleri 2024'te kabrini düzenleyip bir mezar taşı dilmiştir. Mezar taşında "Adına türkü yakılan namlı halk kahramanı Yassıtaşlı Hekimoğlu İbrahim burada yatıyor" ibaresi ile Hekimoğlu türküsünün şu dizeleri yazılıdır:[7]
| “ | Hekimoğlu derler benim aslıma Aynalı Martin yaptırdım kendi nefsime." |
” |
Konu edildiği eserler
[değiştir | kaynağı değiştir]Hekimoğlu İbrahim'in yaşamı, 1983'te Murat Sertoğlu'nun Kahramanlar Kahramanı Hekimoğlu adlı tarihî romanına konu oldu. Samanyolu TV'de 2003-2004'te yayımlanan Hekimoğlu dizisinde işlendi. Hekimoğlu türküsünün ışığında libretto yazarı Bertan Rona ile besteci Tolga Taviş'in oluşturduğu Hekimoğlu operası ilk defa 2014'te sahnelendi.[8]
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Notlar
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ a b c d e f g "Hekimoğlu'nu Birde Böyle Okuyun…". Fatsa Söz Gazetesi. 8 Haziran 2024. 8 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
- ^ a b "Hekimoğlu Türküsünün Gerçek Hikâyesi 2040 kitabında yazıldıI". Ordu Olay Gazetesi. 25 Kasım 2021. 7 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
- ^ a b c d e f g h Güven, Merdan (2005). "Türkiye Sahasındaki Hikâyeli Türküler Üzerine Bir Araştırma" (PDF). Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora tezi. 14 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ Pala, Hikmet (24 Ocak 2016). "Hekimoğlu'nun Ölüsünün Başındaki İtalyan". Ordu Olay Gazetesi | Ordu Haber. 19 Mayıs 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
- ^ Musa KESLER (8 Haziran 2024). "Hekimoğlu burada yatıyor... Köylüleri mezarını yaptırdı". Hürriyet. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
- ^ "Hekimoğlu". Repertuar Türküleri Külliyatı - Türkü Ansiklopedisi. 10 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
- ^ "Hekimoğlu burada yatıyor... Köylüleri mezarını yaptırdı". Hüriyet. 8 Haziran 2024. 8 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
- ^ "Opera Tarihinde Bir İlk: Hekimoğlu Operası". Milliyet. 17 Eylül 2014. 19 Mayıs 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2025.
- Ek okuma
- Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, sayı 3 (İstanbul 2000), s. 103-114.)
- Murat Sertoğlu'nun Kahramanlar Kahramanı Hekimoğlu (İstanbul 1983)
- https://ordu.ktb.gov.tr/TR-340595/hekimoglu-efsanesi.html