Mekânsal planlama
Mekânsal planlama, toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ve ekolojik politikalarını coğrafi düzlemde ifade eden; doğal, yapılı ve kültürel çevreyi sürdürülebilir biçimde düzenlemeyi ve insan faaliyetlerinin mekânda dengeli dağılımını sağlamayı amaçlayan disiplinler arası bir süreçtir. Bu süreç, kamu ve özel sektörün katılımıyla, ulusal, bölgesel ve yerel ölçeklerde mekânın fiziksel organizasyonunu ve kaynak kullanımını yönlendirir.[1][2]
Tanım ve temel ilkeler
[değiştir | kaynağı değiştir]Mekânsal planlama, ilk olarak Avrupa’da gelişmiş ve hükümetlerin mekândaki faaliyetlerin dağılımını yönetmek için kullandığı bir sistem olarak tanımlanmıştır.[1][3] 1983 Avrupa Bölgesel/Mekânsal Planlama Sözleşmesi’nde, mekânsal planlama “toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ve ekolojik politikalarına coğrafi bir ifade kazandırmak” olarak tanımlanır.[1] Bu kapsamda mekânsal planlama, arazi kullanımı, doğal kaynakların korunması, dengeli bölgesel kalkınma ve sektörler arası uyumun sağlanması için uzun vadeli ve sürdürülebilir çerçeveler oluşturur.[2]
Amaç ve kapsam
[değiştir | kaynağı değiştir]Mekânsal planlamanın başlıca amaçları şunlardır:[2]
- Doğal ve kültürel kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı
- Ekonomik kalkınmanın ve bölgesel dengenin sağlanması
- Toplumsal refah ve yaşam kalitesinin artırılması
- Afet risklerinin azaltılması ve çevresel zararların önlenmesi
- Sektörler arası (ulaşım, enerji, çevre, konut vb.) uyumun sağlanması
Planlama çalışmaları, ülke, bölge, il ve ilçe ölçeklerinde hazırlanır; stratejik, çevre düzeni ve imar planları olarak kademelenir.[4]
Bölgesel yaklaşımlar
[değiştir | kaynağı değiştir]- Mekânsal planlama, Avrupa Mekânsal Gelişim Perspektifi (ESDP) ve bölgesel uyum politikaları ile kurumsallaşmıştır. Fransa, Almanya ve Hollanda gibi ülkeler, kapsamlı ve bütünleşik planlama yaklaşımlarıyla öne çıkar. Fransa’da merkeziyetçi modelden bölgesel planlamaya geçilmiş, Hollanda’da su yönetimi ve kent-bölge ölçeğinde özgün uygulamalar geliştirilmiştir. İngiltere’de ise stratejik planlama, merkezi yönetimin güçlü olduğu bir yapıdadır ve yerel yönetimler uygulamada önemli rol oynar.[5]
- Güney Kore, Malezya ve Kolombiya gibi ülkeler, kamu yatırımlarını makro planlar çerçevesinde yönlendiren ve özel sektörü teşvik eden planlama sistemleriyle dikkat çeker.[5]
- Amerika Birleşik Devletleri’nde mekânsal planlama, merkeziyetçi bir ulusal sistemden ziyade, eyalet ve yerel yönetimlerin özerkliğiyle şekillenen, çok katmanlı ve uygulamaya dönük bir yapıya sahiptir. ABD’de modern kentsel planlamanın başlangıcı 1916’da New York Şehri’nde kabul edilen ilk imar yasasına dayanır. 1920’lerden itibaren New York ve Chicago gibi şehirlerde hazırlanan kapsamlı bölgesel planlar, kentsel büyümenin kontrolü, ulaşım ağlarının geliştirilmesi ve kamusal alanların korunması açısından öncü olmuştur.[6] ABD’de planlama uygulamaları, federal hükümetin genel çerçeve ve teşvikler sağladığı, ancak asıl yetkinin eyalet ve yerel yönetimlerde olduğu bir sistemle yürütülür. Ayrıca, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve dijital teknolojiler yaygın olarak kullanılmakta, afet yönetimi ve sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik yenilikçi uygulamalar öne çıkmaktadır.[7]
- Türkiye’de mekânsal planlama, 1882 tarihli Ebniye Kanunu’ndan başlayarak, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 2014 tarihli Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği ile yasal bir çerçeveye oturmuştur. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere, belediyeler ve ilgili kamu kurumları planlama faaliyetlerini yürütmektedir. Türkiye’de planlama sistemi, üstten alta doğru Mekânsal Strateji Planı, Çevre Düzeni Planı ve İmar Planı olarak kademelenir; ayrıca özel amaçlı planlar da bulunmaktadır. Türkiye’de mekânsal planlama, küresel dinamikler (küreselleşme, kentleşme, afet riskleri, sürdürülebilirlik) ve ulusal önceliklerin (kalkınma hedefleri, şehirleşme, büyük altyapı projeleri, kentsel rant yönetimi) etkisiyle şekillenmektedir.[2]
Eğilimler ve sorunlar
[değiştir | kaynağı değiştir]Mekânsal planlamada ortaya çıkan eğilimler ve sorunsal temalar şu şekilde sıralanmıştır:[3][5]
- İklim değişikliğiyle mücadele
- Dijitalleşme ve akıllı şehirler
- Katılımcı planlama yaklaşımları
- Sınır ötesi ve çok seviyeli yönetişim
- Doğal afetlere dirençli kentler oluşturma
Türkiye’de ise veri kalitesi, kurumlar arası koordinasyon, planların uygulanabilirliği ve güncellenebilirliği gibi alanlarda gelişim ihtiyacı devam etmektedir.[2]
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ a b c "Türkiye'de Mekânsal Planlamada Veri Sorunsalı". 25 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Haziran 2025.
- ^ a b c d e "T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (2018). Mekansal Planlama Sistemine İlişkin Değerlendirme Raporu" (PDF). 3 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Haziran 2025.
- ^ a b "Avrupa Kent-Bölgelerinde Stratejik Mekânsal Planlama" (PDF). 29 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Haziran 2025.
- ^ "Emlak Dünyası | Mekânsal Planlama Kademeleri Nelerdir ve İlişkileri". www.emlakdunyasi.org. Erişim tarihi: 4 Haziran 2025.
- ^ a b c "TÜRKİYE'DE STRATEJİK PLANLAMA UYGULAMALARI VE AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİ KARŞILAŞTIRMASI". 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Haziran 2025.
- ^ "Planning History Timeline". American Planning Association (İngilizce). 5 Haziran 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Haziran 2025.
- ^ "Mekânsal Planlama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri İlişkisi". Erişim tarihi: 4 Haziran 2025.