Hâlid Bağdâdî
| Mevlana Halid El-Bağdadî Mewlana Xalidê Bağdayê | |
|---|---|
| Tam adı | Ebü’l-Behâ Ziyâüddîn Hâlid b. Ahmed b. Hüseyn eş-Şehrezûrî el-Kürdî [1] |
| Doğumu | 1779 Süleymaniye , Osmanlı İmparatorluğu (günümüzde Kürdistan Bölgesel Yönetimi) |
| Ölümü | 1827 (47-48 yaşlarında) Şam, Osmanlı İmparatorluğu (günümüzde Suriye) |
| İlgi alanları | Tasavvuf, Sufi metafiziği, Fıkıh, Akaid, Hadis |
| Diğer ad(lar)ı | Mevlana Halidî Zülcenaheyn |
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (Kürtçe: Mewlana Xalidê Bağdayê) (D. 1779, Süleymaniye - Ö. 1827, Şam), Kürt asıllı İslâm âlimi, mutasavvıf ve şairdir. Mevlânâ Hâlid el-Bağdâdî, yaşadığı dönemde ilmî ve fikrî faaliyetleriyle öne çıkan, toplum üzerinde geniş etkiler bırakmış bir mutasavvıftır. Mensup olduğu Nakşibendiyye tarikatının kendi devrinde yaygınlık kazanmasında belirleyici bir rol oynamış; özellikle aktif ve aksiyoner kişiliğiyle tasavvufî düşüncenin farklı bölgelere ulaşmasına katkıda bulunmuştur. Onun bu etkisi, başta Anadolu olmak üzere geniş bir coğrafyada hissedilmiştir. [2]
Hayatı
[değiştir | kaynağı değiştir]Hâlid el-Bağdâdî, 1779 yılında Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Süleymaniye şehrine bağlı Zerdiyâvâ’da dünyaya gelmiştir.[3] Zerdiyâvâ nahiyesi, Baban Beylerinin önem atfettiği; XIX. yüzyılın son çeyreğine kadar da nüfusça yoğun ve canlı bir yerleşim merkezi olma özelliğini korumuştur.[4]Süleymaniye bölgesi, dönemin sıcak ve elverişli iklimi sebebiyle özellikle Baban beyleri tarafından yazlık yerleşim yeri olarak tercih edilmekteydi. Mevlânâ Hâlid’in doğum yeri olan Karadağ konusunda kaynaklar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamakla birlikte, doğum tarihine dair farklı bilgiler aktarılmaktadır. Kaynaklarda 1182/1768 ile 1193/1779 yılları arasında değişen tarihler zikredilmekte olup, bu rivayetler arasında yaklaşık on bir yıllık bir fark bulunmaktadır.[5] Mevlânâ Hâlid’in doğum tarihine dair aktarılan bilgiler, sadece klasik biyografi kaynakları arasında değil, aynı zamanda onunla yakın ilişkisi bulunan akraba ve talebelerinin verdiği rivayetlerde dahi belirgin tutarsızlıklar içermektedir. Bu durum, dönemin kayıt geleneği ve sözlü aktarıma dayalı biyografi anlayışının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Nitekim onun en yakın öğrencileri arasında yer alan En-Necdî, Mevlânâ Hâlid’in hayatına dair kaleme aldığı bilgilerin doğrudan kendi gözlem ve hatıralarına dayanmadığını özellikle vurgular. En-Necdî, hocasının biyografisine ilişkin malumatı, Mevlânâ Hâlid’i daha önce tanımış bir başka talebeden dinlediğini ifade ederek aktarmakta; bu beyan, kaynaklardaki tarih farklılıklarının nedenlerine ışık tutmaktadır. Bu durum, Mevlânâ Hâlid’in doğum yılına dair 1182/1768 ile 1193/1779 arasında değişen rivayetlerin neden sağlam bir şekilde kesinleştirilemediğini göstermekte; aynı zamanda onun hayatına dair biyografik verilerin titizlikle karşılaştırılmasını zorunlu kılmaktadır.[5] [6] Mevlânâ Hâlid’in 14 Zilkâde 1242 / 9 Haziran 1827 Cuma günü vefat ettiği tarihi kaynaklarda kesin olarak belirtilmektedir. Ölüm tarihinin bu denli net biçimde tespit edilebilmesi, onun doğum yılına ilişkin rivayetlerin değerlendirilmesinde önemli bir ölçüt sunmaktadır. Kaynaklarda 1182/1768 ile 1193/1779 arasında değişen çok sayıda farklı doğum yılı zikredilse de, yaşam süresi, biyografik olayların kronolojisi ve talebelerinin verdiği bilgiler göz önünde bulundurulduğunda, 1193/1779 tarihini esas alan rivayetlerin diğerlerine nispetle daha tutarlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, Mevlânâ Hâlid’in doğumunu 1193 yılına yerleştiren kaynakların, hem tarihî verilerin bütünlüğü hem de onun hayatındaki olayların zamanlaması açısından gerçeğe en yakın bilgiyi aktardıkları kabul edilmektedir. [5]
Mevlânâ Hâlid, Şehrezûr sancağı bölgesinde yerleşik bulunan Câf aşiretinin Mikâilî koluna bağlı, köklü ve itibarlı bir aileye mensuptur. Ailesinin soyunun, halk arasında “şeş engüşt” yani altı parmaklı anlamına gelen lakabıyla tanınan Pîr Mikâil adlı manevî bir şahsiyete dayandığı kabul edilmektedir. Rivayetlere göre Pîr Mikâil, İslam Peygamber'i Muhammed'in damadı ve İslâm tarihinin önde gelen halifelerinden Osman b. Affân’ın soyundan gelmektedir. [7] Bu soy bağı, Bağdâdî ailesinin hem bölgedeki nüfuzunu hem de tarihî köklerini açıklayan önemli bir unsur olarak aktarılmaktadır. Anne tarafından ise önce bölgede “Fatimî Hıdır” adıyla bilinen manevî önder bir şahsiyete, oradan da İslam Halifesi Ali b. Ebutalib'e uzanan bir silsileye dayandırılmaktadır. Mevlânâ Hâlid’in babasının adının Ahmed, dedesinin ise Hüseyin olduğu erken dönem kaynaklarında açıkça belirtilmesine rağmen, daha sonraki bazı eserlerde bu bilginin hatalı biçimde aktarıldığı görülmektedir. Bazı müellifler, yanlış bir şekilde babasının adını Hüseyin olarak kaydetmiş ve bu hata, Hâlid el-Bağdâdî ve Hâlidiyye geleneğini ele alan ilmî ve akademik çalışmalarda da zaman zaman tekrar edilmiştir. [7] Ailesi itibarlı bir çevreye mensup olmakla birlikte, Bağdâdî henüz çocuk yaşta babasını kaybetmiş; yetişmesi annesi Fatma Hanım ile ağabeyi Muhammed’in gözetiminde devam etmiştir. Bu dönemde hem aile ortamında destek bulmuş hem de erken yaşlarda medrese eğitimine başlamıştır. Kaynaklarda, Bağdâdî’nin dördü kardeş olmak üzere iki kız ve iki erkek kardeşe sahip olduğu aktarılır. Çocukluk yıllarını Karadağ’da geçirmiştir; ancak bu döneme ilişkin ayrıntılar sınırlı olup, onun bölgenin yöneticilik vasfıyla tanınan bir aileye mensup olduğu genel kabul görmektedir. Gençlik çağına kadar Karadağ’da kalan Bağdâdî, daha sonra ilmî ufkunu genişletmek amacıyla bölgenin önemli eğitim merkezlerinden biri olan Şehrizor’a geçmiştir. Onun ilmî gelişiminde belirleyici ilk durak, Karadağ’da devrin önde gelen âlimlerinden Şeyh Abdullatif Karadağî’nin ders halkası olmuştur. Bağdâdî, öğrenmeye olan yatkınlığı, keskin kavrayış gücü ve dikkat çekici hafızası sayesinde kısa sürede hocasının en başarılı talebeleri arasına girmiştir. Bu özellikleri, hem hocalarının hem de çevresindeki ilim erbabının dikkatini çekmiş; Şeyh Abdullatif’in de onun ilmî yeteneğine özel bir değer atfetmesine vesile olmuştur. [2]
Bağdâdî’nin ilmî gelişiminde Karadağ’daki ilk hocalarından sonra önemli bir yer tutan diğer iki isim, bölgenin köklü Berzencî ailesine mensup Şeyh Abdürrahim ve kardeşi Şeyh Abdülkerim olmuştur. Bu âlimler Süleymaniye havzasında tanınan şahsiyetler olup, Bağdâdî onların ders halkalarında klasik İslâmî ilimlerin temelini kuvvetlendirmiştir. Tasavvuf sahasına yönelişi ise daha sonraki yıllarda gerçekleşmiş; bu süreçte Şeyh Abdullah Dihlevî’ye intisap ederek manevî terbiyesini onun rehberliğinde tamamlamıştır. Bağdâdî, öğrencilik dönemine geçmeden önce Kur’ân-ı Kerîm’i hatmetmiş, ardından Arapçanın temel disiplinleri olan sarf ve nahiv ilimlerine dair eserler ile Şâfiî fıkhına ait pek çok klasik metni okumuştur. İlk tahsilini Şehrezor bölgesinin İran sınırına yakın Halepçe ve Biyare kasabalarındaki medreselerde sürdürmüş; burada aldığı eğitim, onun ilmî birikiminin sağlam bir zemin üzerinde yükselmesine katkı sağlamıştır. [8] Bu süreçte kendisini farklı medrese çevrelerinde geliştirmeye devam eden Bağdâdî, nihayet daha ileri düzey derslerin verildiği Bağdat medreselerine yönelmiştir. Bağdat’ta uzun sayılabilecek bir süre kalarak hem ders okumuş hem de dönemin seçkin âlimleriyle ilmî temas kurmuştur. Ardından İran’da bulunan Sine şehrine giderek Kasım Sendecî’ye ait medresede eğitimine devam etmiş; burada da kelâm ve mantık başta olmak üzere aklî ilimler üzerine çalışmıştır. Bu esnada adı günümüze ulaşmayan birçok âlimden de ders aldığı rivayet edilir.[8] Eğitim sürecini çeşitli merkezlerde tamamladıktan sonra yeniden Bağdat’a dönmüştür. Bölgenin önemli yöneticilerinden Baban İbrahim Paşa, ona müderrislik teklif etmişse de Bağdâdî bu görevi kabul etmemiştir. Bunun yerine ilim faaliyetlerini sürdürmek için Süleymaniye’ye gitmiş ve burada yaklaşık yedi yıl boyunca medreselerde ders vererek bölgenin ilmî hayatına önemli katkılarda bulunmuştur. [8]
Eğitim Hayatı
[değiştir | kaynağı değiştir]Çocukluk yıllarına dair kayıtlar oldukça sınırlı olmakla birlikte, Mevlânâ Hâlid’in ilk dinî bilgilerini ailesinden aldığı bilinmektedir. Temel eğitimini tamamladıktan sonra, Karadağ’ın merkez yerleşimi olan Zerdiyâvâ’daki Şeyh Abdüllatif Medresesi’nde düzenli bir tahsil sürecine başlamıştır. Kur’ân-ı Kerîm’i hatmetmesinin ardından bölgede medrese geleneğinin bir parçası olarak okutulan “Tasrîfu Zencânî”, “Avâmil-i Cürcânî” ve “el-Muharrer” gibi sarf, nahiv ve Şâfiî fıkhına dair temel metinleri sırasıyla okuyarak tamamlamıştır. Bu eserler, onun klasik İslâmî ilimlerde sağlam bir altyapı kazanmasında belirleyici olmuştur. [9] Mevlânâ Hâlid’in tahsil hayatının ilk yıllarında babasını kaybetmesi üzerine Zerdiyâvâ’nın en büyük medresesinin sahibi olan Şeyh Abdüllatif b. Ma’ruf’un (ö.1212/1797) [not 1] oğlu Şeyh Ömer b. Abdüllatif el-Karadağî (ö. 1250/1834), Mevlânâ Hâlid’in eğitim süreciyle yakından ilgilenmiş ve onun gençlik döneminde de rehberliğini sürdürmüştür. Mevlânâ Hâlid’in ilim yolculuğundaki kararlılığını gösteren şu rivayet, Şeyh Ömer’in bu himayesini doğrular niteliktedir: Gençlik çağına erişen Mevlânâ Hâlid, ailesine destek olmak amacıyla medrese eğitimini bırakıp Karadağ’daki Şurta (polis) teşkilatına kaydolmak istemiştir. Ancak onun ilmî kabiliyetinin farkında olan hocası Şeyh Ömer ile babası Şeyh Abdüllatif Karadağî, bu duruma müdahale ederek teşkilata gidip kaydını sildirmiştir. Ardından Mevlânâ Hâlid’i yeniden medreseye dönmesi için ikna etmişlerdir. Bu olay, onun ilim yolunu terk etme düşüncesinin kısa süreli bir tereddüt olarak kaldığını; hocalarının yönlendirmesi ve desteğiyle medrese eğitimine kararlılıkla devam ettiğini göstermektedir. [9] Gençlik yıllarında devrin pek çok talebesi gibi farklı ilim merkezlerini dolaşan Mevlânâ Hâlid’in, Karadağ’dan ayrıldıktan sonra Süleymaniye havzasındaki Halepçe, Hurmal ve Biyâre medreselerinde eğitim gördüğü bilinmektedir. Bu bölgeler, o dönemde hem ilmî canlılığı hem de köklü medrese geleneğiyle öne çıkan önemli öğrenim merkezleriydi. Onun bu süreçte ders aldığı hocalar arasında, bölgenin seçkin âlimlerinden Şeyh Abdullah Hırpânî (ö. 1254/1838), Molla İbrahim Biyârî (ö. 1250/1834), Şeyh Celalüddin Hurmalî (ö. 1231/1816) ve Seyyid Abdülkerim Berzencî (ö. 1213/1798) gibi dönemin tanınmış müderrisleri bulunmaktadır. Bu hocalar, Süleymaniye medrese geleneğinin önde gelen temsilcileri olup, Mevlânâ Hâlid’in ilmî formasyonunun şekillenmesinde belirleyici rol oynamıştır. Mevlânâ Hâlid, eğitim hayatının ilerleyen dönemlerinde Köysancak ve Harîr bölgelerindeki çeşitli medreselerde tahsiline devam etti. Bu süreçte “Mollazâde” lakaplı Abdürrahim ez-Ziyarî’den Celâleddîn Devvânî’nin Tehzîbü’l-Mantık üzerine kaleme aldığı Şerhu’l-Celâl adlı eseri okudu. Aynı medresede, ileride en yakın talebesi ve halifelerinden biri olacak Abdürrahman el-Kürdî ile tanışarak güçlü bir dostluk kurdu. Köysancak’taki Abdurrahman el-Celî’nin medresesine de devam eden Mevlânâ Hâlid, hocasının kısa süre sonra vefat etmesi nedeniyle bu dersten fazla istifade edemedi. Bunun ardından ilim yolculuğunu sürdürerek dönemin en önemli ilim merkezlerinden Bağdat’a geçti ve burada Sibğatullah Mavrânî’den fıkıh usulüne dair Muhtasaru’l-Müntehâ Şerhini tahsil etti.[10] Mevlânâ Hâlid’in, eğitim dönemi boyunca medreselerinde müfredat hâlinde okutulan sarf, nahiv, ma‘ânî, beyân, bedî‘, vaz‘, mantık, âdâb, aruz, kâfiye, lügat, münâzara, hikmet, hendese, hey’et, hesap, tasavvuf, fıkıh, hadis, tefsir ve kelâm gibi temel ilimleri ve bunların usullerini sırasıyla tahsil ettiği anlaşılmaktadır. Bunun yanında Arap ve Fars edebiyatına olan vukûfiyeti de onun ilim birikiminin ne kadar geniş olduğunu göstermektedir.[11] Mevlânâ Hâlid’in 1213/1798 yılında Süleymaniye’de müderrislik görevine başladığı şeklindeki yaygın kabulün aksine, bazı kaynaklarda onun 1798 yılı sonlarında bölgede ortaya çıkan büyük taun salgınından sonra Sine’den geri döndüğü ve 1214/1799 yılında, henüz yirmi bir yaşındayken müderrislik vazifesine başladığı belirtilmektedir. [12] Mevlânâ Hâlid’in, 1784’te kurulan Süleymaniye şehrinden itibaren başta Şeyh Ma‘rûf el-Berzencî (ö.1254/1839), Abdürrahîm Berzencî (ö.1215/1800) ve kardeşi Abdülkerim Berzencî (ö.1213/1798) gibi Berzencî ailesine mensup âlimlerin görev yaptığı Abdurrahman Paşa Medresesi’nde baş müderrislik makamına getirilen ve Berzencî ailesinden olmayan ilk ilim adamı olduğu anlaşılmaktadır.[12]
Şahsiyeti
[değiştir | kaynağı değiştir]Mevlânâ Hâlid, 18.yüzyılın sonlarında Süleymaniye bölgesindeki klasik medreselerin ilmî atmosferinde yetişmiş olmakla birlikte, kısa sürede çağdaşlarının çok üzerinde bir ilmî itibar kazanmış ve geniş bir hürmet görmüştür. Hayatı ve kaleme aldığı eserler incelendiğinde, zahiren sakin, sabırlı ve vakur mizacının arka planında güçlü bir dinamizm, sarsılmaz bir azim ve kararlı bir iradenin bulunduğu açıkça görülür. Dîvân’ındaki şiirler ise onun sadece ilim ve irşad yönüyle değil, aynı zamanda incelmiş bir ruh dünyasına, derin bir duyuş ve edebî hassasiyete sahip olduğunu göstermektedir. Bir Müceddidî şeyhi olarak Mevlânâ Hâlid’in ayırt edici özelliklerinin başında, Sünnet’e bağlılık konusundaki hassasiyeti ve Ehl-i sünnet çizgisini titizlikle koruyan duruşu gelir. Ona göre Sünnet-i seniyye’ye tam bir ittiba, kulun erişebileceği en büyük saadet ve dünyada kazanılabilecek en yüce devletlerden biridir. Mevlânâ Hâlid, gerçek kerâmetin olağanüstü hallerde değil, Sünnet’e uygun yaşamakta tecelli ettiğini vurgular; hatta Sünnet’e bağlı kalmayı, yüzlerce keşif ve kerâmetten daha üstün bir değer olarak görür. Toplumda zayıflamaya yüz tutan dinî duyarlılığı yeniden canlandırma çabası, Sünnet merkezli bir dini hayatı yaygınlaştırması, İslam’ın sembol yapıları olan cami ve medreselerin ihyasına öncülük etmesi ve özellikle medrese ile tekke arasındaki irtibatı güçlendiren ilim–tasavvuf sentezini kurması, onun neden “müceddid” sıfatıyla anıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Bütün bu nitelikler göz önünde bulundurulduğunda Mevlânâ Hâlid’in 19. yüzyılın en etkili ve en dönüştürücü mutasavvıflarından biri olduğu rahatlıkla söylenebilir. [13]
Notlar
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Şeyh Abdüllatif Karadâğî’nin (ö.1212/1797) 1163/1750 tarihinde Karadağ’a yerleştiği ve dönemin Baban Beyi tarafından Zerdiyâvâ’da bulunan büyük medreseye müderris olarak tayin edildiği kaydedilir.
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- Özel
- ^ Hamid ALGAR; "HÂLİD el-BAĞDÂDÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi 01.12.2025, tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., TDV İslâm Ansiklopedisi, Erişim Tarihi:(01.12.2025)
- ^ a b E.Köroğlu & Mevlânâ Halid-i Bağdadî'nin Risale-i fî Isbâti'r-râbıta adlı eseri 2024, s. 2.
- ^ İbrahim Fasih b Sıbgatullah b., İbrahim Fasih b Sıbgatullah b.Esad El Haydari (2014). el-Mecdü’t-tâlid fî menâḳıbi’ş-şeyḫ Ḫâlid (Arapça). Haşimi Yayınevi. s. 33. ISBN 9786051590202.
- ^ Cemal Baban, Silemani Şaregeşâvekem, Dezgayê Ruşenbirî ve Belavkirdneveyê Kurdî, Süleymaniye 1998, II, 45; Müderris, Binemâleyi Zanyârân, Ânâ Yayınevi, Tahran 1389, s. 109.
- ^ a b c A.Kavak & Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci 2013, s. 32.
- ^ Osman b., Sind en-Necdî. Asfa’l-mevârid min silsâli ahvâli’l-imam Hâlid (Arapça). el-Matbaatü’l-‘İlmiyye. s. 27.
- ^ a b A.Kavak & Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci 2013, s. 35.
- ^ a b c E.Köroğlu & Mevlânâ Halid-i Bağdadî'nin Risale-i fî Isbâti'r-râbıta adlı eseri 2024, s. 3.
- ^ a b A.Kavak & Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci 2013, s. 38.
- ^ A.Kavak & Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci 2013, s. 39.
- ^ A.Kavak & Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci 2013, s. 40.
- ^ a b A.Kavak & Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci 2013, s. 41.
- ^ A.Kavak & Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci 2013, s. 42.
- Genel
- İbrahim Fasih b Sıbgatullah b., Esad El Haydari (2014). el-Mecdü’t-tâlid fî menâḳıbi’ş-şeyḫ Ḫâlid (Arapça). Haşimi Yayınevi. ISBN 9786051590202.
- KAVAK, ABDULCEBBAR. Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî ve Hâlidî tasavvuf geleneğinin tarihi gelişim süreci. 2013 (Tez). Atatürk Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2025.
- Köroğlu, Enver. Mevlânâ Halid-i Bağdadî'nin Risale-i fî Isbâti'r-râbıta adlı eseri. 2013 (Tez). Bayburt Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
- Kavak, Abdulcebbar (2017). "Müceddidî Şeyhi Mevlânâ Hâlid el-Bağdadî'nin Ortadoğu'daki Misyonu". Ağrı İslâmi İlimler Dergisi. ss. 1-18,2025-12-02.
- Başaran, Prof.Dr. Orhan (2017). MEVLÂNÂ HÂLİD-İ BAĞDÂDÎ VE HÂLİDÎLİĞİN BİNGÖL VE ÇEVRESİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ. Berdan Matbaacılık. ISBN 978-605-65457-5-7.