Nallı Mescid
![]() | |
| Genel bilgiler | |
|---|---|
| Koordinatlar | 41°00′45″K 28°58′32″D / 41.01250°K 28.97556°D |
Nallı Mescid, Vilayet Camii olarak da bilinir. İstanbul/Sirkeci'de bulunan Marmaray Sirkeci Durağı'nın Cağaloğlu çıkışının yukarısında, Babıali binasının (Bugünkü İstanbul Valiliği) önündedir.
Tarihçesi
[değiştir | kaynağı değiştir]Tam inşaat tarihi bilinmemekle beraber Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilmiştir. Babıali Mescidi ve İmam Ali mescidi olarak da anılsa da ilk inşa edildiği zaman minare kürsüsünde bulunan nal şeklindeki izlerden dolayı halk arasında Nallı Mescid olarak bilinir. Kayıtlarda Akşemseddin'in akrabası İmam Ali tarafından yapıldığı geçmektedir. Caminin minberi Hekimoğlu Ali Paşa'nın kardeşi Feyzullah Efendi tarafından yapılmıştır. Asıl yapı kubbe tarafından üstü örtülen bölüm olup Sultan Abdülaziz döneminde yapılan restorasyon sırasında bir saflık daha yer eklenmiştir. Bu ekleme camiye girişte belli olmaktadır.
Mimari Yapısı
[değiştir | kaynağı değiştir]Nallı Mescid, yaklaşık 8,5 metre uzunluğundaki kalın ve masif duvarlarıyla dikkat çeken küçük ölçekli bir ibadet yapısıdır. Yaklaşık 1 metre kalınlığındaki bu duvarlar, kubbenin yükünü taşıyan mimari elemanlardır ve kubbe geçişlerinde geleneksel Türk üçgenleri kullanılmıştır. Mihrap, derinliği fazla olmayan, sade bir niş şeklindedir. Her iki yanında yivli sütunceler yer alırken, kavsara bölümünde baklava biçimli mukarnaslı alçı süslemeler bulunur. Mihrabın üst kısmında ise çift sıralı mukarnaslı bir bordür ve rûmî ile palmet motiflerinden oluşan bir alınlık dikkat çeker.
Ahşaptan yapılmış olan minber ve vaaz kürsüsü, yüzeylerinde kabartma tekniğiyle işlenmiş bitkisel motifler taşımaktadır. Bu motifler beyaz zemin üzerine altın yaldızla vurgulanarak belirginleştirilmiştir. Minberin külâh kısmı, sivri uçlu soğan kubbesiyle Doğu etkilerini yansıtır. Hünkâr mahfili, ahşap korkuluklu bir merdivenle yapının alt katına bağlanmıştır. Mescid, iç mekân aydınlatması açısından oldukça ferahtır. Zemin seviyesinde dört büyük pencere, mahfil hizasında sekiz pencere ve kubbe kasnağında dört küçük pencere yer alır. Renkli camlarla donatılmış bazı pencereler günümüze ulaşamamış, doğu cephesindeki ve kuzey duvarındaki birkaç pencere ise sonradan örülmüştür. Yapının üç girişi bulunmakta olup, kuzey cephesindeki ana girişe, ajurlu geometrik desenlerle süslü bir merdiven aracılığıyla ulaşılır. Bu kapının üst kısmında yer alan âyet levhası ünlü hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılmıştır. Batı cephesindeki kapının kitabesi ise Sami Efendiye aittir. Doğu yönünde sonradan kapıya dönüştürülen bir pencere ise hünkâr mahfiline açılmaktadır.
Mescidin iç süslemesinde beyaz, siyah, koyu sarı ve kiremit tonlarında kalem işi bitkisel motifler kullanılmıştır. Dış cephe ve minare gibi yapısal elemanlar kesme taşla inşa edilmiştir. Tek şerefeli minaresi kuzeydoğu köşesine yakın konumlanmış olup, girişi yapı içinden sağlanmaktadır. Görece kısa olan minare gövdesi, bir bilezikle sonlanmakta ve ardından sekiz sıra stalaktitli şerefe altı baş göstermektedir. Şerefeyi çevreleyen petek kısmı, İran etkili bir sakīfe ile örtülüdür ve onun üzerinde de soğan biçiminde bir külah yer almaktadır. Minarenin bu özgün tasarımı, kubbe etrafındaki palmet frizi ve saçak altındaki stalaktitli bordürle mimari bir bütünlük oluşturur. Bu süslemelerin, yapıda XVIII. yüzyılın sonu ve XIX. yüzyıl başlarında yapılan onarımlar sırasında eklendiği düşünülmektedir. Şerefeye bugünkü biçimini kazandıran yenileme ise 1866 yılında gerçekleşmiştir. Minare bu haliyle döneminin birçok yapısına benzer özellikler taşır. 1961 sonlarında ve 1962 yılı başlarında bir restorasyon daha geçirmiştir.
Mescidin banisi olarak kabul edilen İmam Ali Efendi'nin kitabesiz mezar taşı, yapıya oldukça yakın bir noktada, Cevad Paşa Kütüphanesi'nin arka kısmında yer almaktadır.
