Lobotomi
Bu madde, Vikipedi biçem el kitabına uygun değildir. (Aralık 2020) |
- Lobektomi ile karıştırılmamalıdır

Lobotomi (Yunanca: λοβός – lobos' Türkçe: lob ve Yunanca: τομή – tome' Türkçe: kesmek), lökotomi olarak da bilinen beyin cerrahisi işlemi.[1] Beyindeki ön lobların uçlarındaki prefrontal korteks bağlantıların kesilmesi sonucu uygulanır. İlk başlarda lökotomi denilen bu uygulama, yapılmaya başlandığı 1935 yılından beri tartışmalı bir işlemdir. Ciddi yan etkileri olmasına karşın yirmi yıldan uzun bir süre boyunca psikiyatrik rahatsızlıklar için kullanılmış bir yöntemdir.
20. yüzyılın başlarında, akıl hastanelerinde ikamet edenlerin sayısındaki beklenmeyen yükselme yüzünden pek çok sayıda farklı vaka ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu kişilerin şikâyetçi oldukları veya olundukları konuların başında depresyon ve anksiyete tarzı psikolojik rahatsızlıklar vardı.
Ortaya Çıkışı
[değiştir | kaynağı değiştir]İlk olarak 1935 yılında Portekizli nörolog ve politikacı Egas Moniz tarafından geliştirilmiştir.[2] Epilepsi, depresyon, anksiyete gibi psikolojik ve nörolojik bozuklukları tedavi etmede kullanılmıştır. 1930'lardan önce doktorlar, psikolojik ve nörolojik hastalıkların tedavisinde beyin cerrahisi nadiren kullanılmıştır. Bunlar arasında en dikkat çekeni 1888'de, İsviçreli psikiyatrist Gottlieb Burckhardt tarafından gerçekleştirilmiştir ve modern psikocerrahinin ilk sistematik girişimi olarak kabul edilir.[3] Burckhardt, ruhsal hastalık tanısı almış bireylerde saldırganlık ve ajitasyon belirtilerini hafifletmek amacıyla topektomi adı verilen psikocerrahi yöntemi ortaya atmıştır. Beyin işlevlerine ilişkin teorisi, yaklaşık yarım yüzyıl sonra Moniz tarafından geliştirilen lobotomi prosedürüne yol açmıştır.[4]
Kullanıldığı Rahatsızlıklar
[değiştir | kaynağı değiştir]
Lökotomi, vadettiklerine bakılırsa çok makul bir yöntemdir. Lökotomi operasyonunun ilk yapılma amacı aşırı huzursuzluk, stres, depresyon, endişe ve dinmek bilmeyen ağrıları tedavi etmektir. Lökotomi ameliyatı ile kısmen tedavi edilen sorunlar kronik takıntı nevrozu, kronik gerginlik, kronik anksiyete, kronik depresyon ve şizofrenidir. Asla tamamen hatalı bir yöntem değildir ama aynı zamanda da tamamen hatasız bir yöntem de değildir. En çok yapıldığı yer Kuzey Amerika ülkeleri olmuştur. Bulan kişi bazı kaynaklara göre Friederich Golz bazı kaynaklara göre ise John Fulton'dır. Denek canlılar olarak ilk başlarda köpek, şempanze gibi hayvanlar üzerinde deneylere başlamış, devamında insan ile devam etmiştir. Lökotomi hastalarından tedavi sonucu hayatta kalmayı başaran 4 kişide sakinleşme görülmüştür. Portekizli bir doktor olan Almeida Lima, lobotomi için hastalara ilk kez alkol enjekte ederek beyin dokusunu öldürmeyi başarmıştır. Bu yöntem devamında meslektaşı Egas Moinz tarafından önerilmiştir lobotominin psikolojik olarak faydalı olduğunu ortaya koyarak Nobel ödülü kazanmıştır.
1940 ve 1950'li yıllarda Lökotomi, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), ağır depresyon, psikoz, şizofreni, manik-depresif psikoz, kronik nevroz ve Psikotik kişilik bozukluğu gibi çeşitli zihinsel rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır. Bu yöntemle frontal korteks ile talamus arasındaki bağlantılar kesilerek, anormal uyarıların beyin ön bölgesine ulaşması engellenmeye çalışılmıştır. Böylece hastaların dürtüsel ve saldırgan davranışları azaltılıp, daha sakin ve ev ortamında yaşayabilecek hale getirilmesi amaçlanmıştır.[5]
Acının Lobotomiye Etkisi
[değiştir | kaynağı değiştir]
Dünyadaki ilk prefrontal lobotomi Dr. Walter Freeman ve Dr. James Watts tarafından gönüllü bir hasta olan 63 yaşındaki Alice Hood'a yapılmıştır. Lobotomi çıkış yıllarında çok farklı algılandığı için ömrü meşru olarak 20 yılı geçememiştir. Lobotomide ana amaç beyine ve frontal lob keselerine ulaşmak olduğu için oraya gidişte kullanılan malzemeler kırıcı ve kesici etkiye sahip olan materyallerdir. İlk olarak lobotomi için buz kıracağı kullanılmıştır. Yasaklanmasının ana sebeplerinden biri de bu kesici ve kırıcı etkiye sahip alettir. Dr. Watts ve Freemanın yollarını ayıran sebep ise operasyon sırasında Dr. Freeman'ın operasyonlarda anestezi kullanmaması ve acının lobotomiye etkisini araştırmak için insanların beynine çekiç ile vurması gibi farklı tedavi ve tedaviyi araştırma yöntemleridir. Lobotomi pek çok şekilde yapılır. İlki göz yuvasına buz kıracağı yerleştirip gözün üstünden veya içerisinden beyne ulaşıp prefrontal lobu yerinden çıkarmaktır. Çoğunlukla gözün üstünden gidilse de ana yöntem her zaman gözün içinden gitmektir. İkinci olarak lobotominin lobotomi olarak anılmaya başlamadığı zamanlardan kalma bir yöntem olan kafatasının bir kısmını kırıp direkt içerisinden beyni sökme işlemidir. Bir nevi ötanazi olan bu sistemsiz lobotomi herhangi bir hastaya çare olmamıştır ve bilindiği üzere tamamı başarısız denemelerdir.
Lobotomi, Amerika'da bir dönemlerde çok ses getirdiği için ülke çapında en çok uygulandığı döneme gelmiştir. Dr. Freeman 3,500 üzeri hastaya lobotomi uygulamış ve çoğunluğunu öldürmüştür. Lobotomi uyguladığı hastalardan bir tanesi de Amerika Başkanı John F. Kennedy’nin kız kardeşi Rosemary Kennedy’dir.
Bitişi ve terk edilmesi
[değiştir | kaynağı değiştir]Lobotomi uygulamasının terk edilmesi üzerine bundan 5 yıl sonra 1950 tarihinde thorazin adında yeni bir ilaç çıkmış ve yeni nesil lobotomi yerine geçmiştir. Bunun sonucu olarak cerrahi bir süreçten ilaç sürecine geçiş başlamıştır. Bazı hastalar antipsikotik ilaçları kullanmayı reddettiği için lobotomi tekrar konuşulmaya başlanmış fakat asla geri gelmemiştir. Thorazine ilacının bazı hastalar üzerinde faydalı[kaynak belirtilmeli] olmasının bir sonucu olarak antipsikotik ilaçlar bu ve sonraki zamanlarda daha da değer görmeye başlamıştır. Klorpromazin türü ilaçların genel özelliği olan uyuşturucu ve unutturucu etkisi onları daha cazip bir hâle sokmuştur. Klorpromazin piyasada pek çok farklı isimle satılmıştır ve thorazine bunlardan en popüleri olmuştur. Kalp ritmini dengeler ve doğru dozda rahatlamayı sağlar. Yanlış dozda ise beynin kontrolünü tamamen kaybetmek vs. gibi sonuçları olmuştur. Antidepresanın ilk örnekleri lobotominin devamı olarak günümüze kadar gelmiştir.
1950'li yıllarda klorpromazin ve haloperidol gibi antipsikotik ilaçların geliştirilmesiyle birlikte lobotomiye olan ihtiyaç hızla azaldı. Cerrahi müdahalenin geri döndürülemez zararları, hastalarda sıkça görülen duygusal küntlük, epilepsi ve sosyal uyumsuzluk gibi ağır yan etkiler hem tıbbi çevrelerde hem de toplumda büyük tepki topladı. Ayrıca bazı hekimler, lobotominin insan kişiliğini değiştirmeye yönelik etik dışı bir girişim olduğunu savundu. Artan eleştiriler ve ilaç tedavilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, lobotomi 1960'lara gelindiğinde büyük ölçüde terk edildi.
Lobotomi günümüzde birçok ülkede yasal değildir ve suç sayılmaktadır.
Önemli Vakalar
[değiştir | kaynağı değiştir]- Rosemary Kennedy, ABD Başkanı John F. Kennedy'nin kız kardeşi, 1941 yılında bir lobotomi geçirdi. Bu işlem sonrasında ömrü boyunca engelli kaldı ve kurumsal bir tedaviye tabi tutuldu.
- Howard Dully, 1960 yılında, 12 yaşındayken lobotomi geçirdiğini yaşamının ilerleyen yıllarında öğrendi ve bu deneyimini bir anı kitabında yazdı.
- Josef Hassid, Polonyalı bir kemancı ve besteci, şizofreni tanısı aldıktan sonra İngiltere'de uygulanan lobotomi sonrasında 26 yaşında hayatını kaybetti.
- İsveçli modernist ressam Sigrid Hjertén, 1948'de bir lobotomi sonrasında hayatını kaybetti.
- Amerikalı oyun yazarı Tennessee Williams’ın ablası Rose, bir lobotomi sonrasında ömür boyu engelli oldu ve bu olay, yazarın bazı eserlerinde karakterlere ve temalara ilham kaynağı oldu.
- Phineas Gage, 1848’de kafasına bir demir çubuğun çarpması sonucu beyin travması yaşadı. Bu olay, bazen "kazara yapılan lobotomi" olarak tanımlanır ve bir yüzyıl sonra cerrahi lobotomi gelişiminin ilham kaynağı olduğu söylenir. Ancak, yapılan tek kitap boyutundaki incelemeler, bu bağlantıyı doğrulamamaktadır.
- 2011'de, Arjantinli nörocerrah Daniel Nijensohn, Eva Perón'a ait X ışınlarını inceledi ve Perón'un yaşamının son dönemlerinde ağrı ve anksiyeteyi tedavi etmek amacıyla bir lobotomi geçirdiği sonucuna vardı.
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Scull, Andrew (2011). Madness: a very short introduction. Oxford, Birleşik Krallık: Oxford University Press. ISBN 978-0199608034.
- ^ "ScienceDirect.com | Science, health and medical journals, full text articles and books". www.sciencedirect.com. 5 Nisan 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2025.
- ^ Gross, Dominik; Schäfer, Gereon (1 Şubat 2011). "Egas Moniz (1874–1955) and the "invention" of modern psychosurgery: a historical and ethical reanalysis under special consideration of Portuguese original sources". Neurosurgical Focus (İngilizce). 30 (2): E8. doi:10.3171/2010.10.FOCUS10214. ISSN 1092-0684. 5 Nisan 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi5 Nisan 2025.
- ^ Michaleas, Spyros N.; Tsoucalas, Gregory; Tzavellas, Elias; Stranjalis, George; Karamanou, Marianna (Haziran 2021). "Gottlieb Burckhardt (1836-1907): 19th-Century Pioneer of Psychosurgery". Surgical Innovation. 28 (3): 381-387. doi:10.1177/1553350620972561. ISSN 1553-3514. PMID 33236665. 5 Nisan 2025 tarihinde kaynağından arşivlendi5 Nisan 2025.
- ^ Mehta, Parang. "What Is Lobotomy?". WebMD (İngilizce). 23 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2025.
- WebMD. “What Is a Lobotomy?” WebMD, 4 Ağustos 2023..https://www.webmd.com/brain/what-is-lobotomy
- https://www.nps.gov/articles/000/rosemary-kennedy-the-eldest-kennedy-daughter.htm
- https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1878875011001902