Paye


Paye ya da ayak, tek başına bir bütün oluşturan ve sütun işlevi gören taşıyıcı öğedir. Çoğunlukla dörtgen ya da çokgen kesitli olur. Bizans mimarisi'nden etkilenilerek Osmanlı mimarisinde de yaygın olarak kullanılmıştır. Daha büyük kubbeli yapılarda kubbe ve yarım kubbeleri taşıyan daha yüksek ve kalın kâgir ayaklar ise filayağı, filpaye ya da pilpaye olarak adlandırılır. Payeler, sadece üstteki yükleri zemine aktarmakla kalmaz; aynı zamanda kemer, tonoz ve kubbe gibi örtü sistemlerinin oluşturulmasında temel taşıyıcı unsurlardır.[1]
İşlevi
[değiştir | kaynağı değiştir]Mimarlık tarihinde paye, özellikle büyük açıklıkların geçilmesi gereken yapılarda kolon yerine tercih edilen daha masif bir taşıyıcıdır. Kesitinin geniş olması sebebiyle hem düşey yükleri hem de yanlardan gelen itki kuvvetlerini karşılayabilir. Taşıdığı örtü tipine göre farklı biçimlerde tasarlanabilir; örneğin, kubbeli yapılarda kubbe eteğinden gelen baskıyı karşılamak için kalınlaştırılmış payeler kullanılır.[2]
Tarihsel gelişim
[değiştir | kaynağı değiştir]Antik Dönem
[değiştir | kaynağı değiştir]Antik Roma mimarisinde paye, sütunla birlikte kullanılmış, çoğu zaman kemer sistemleriyle bütünleşmiştir. Kemerlerin ara mesnetleri genellikle paye olarak biçimlendirilmiştir.[3] Antik Yunan mimarisinde taşıyıcı sistem ağırlıklı olarak sütunlara dayanmakla birlikte, özellikle erken dönem tapınaklarında ve propylon (anıtsal kapı) yapılarında duvar kitleleri ve paye-benzeri kütlesel destekler kullanılmıştır. Bu destekler, sütunların arasında yer alarak üstteki arşitrav ve triglif-friz bloklarının ağırlığını karşılamaya yardımcı olmuştur. Klasik dönemde peripteros planlı tapınaklarda paye kullanımı sınırlı olsa da, geç dönem Helenistik yapılarda iç mekânda kemerleşmenin başlamasıyla paye benzeri taşıyıcılar daha fazla görünür hâle gelmiştir.[4]
Antik Roma Mimarisi
[değiştir | kaynağı değiştir]Roma mimarisi, kemer ve tonoz teknolojisinin gelişmesiyle birlikte payeyi gelişmiş bir taşıyıcı eleman olarak sistemleştirmiştir. Bazilikalar, hamam kompleksleri, su kemerleri ve büyük amfitiyatrolarda kemerlerin ara mesnetleri her zaman payelerle desteklenmiştir. Örneğin, Caracalla Hamamı'nın iç mekânında devasa tonozları taşıyan masif payeler hem yük dağıtımında hem de mekân organizasyonunda belirleyici rol oynamaktadır.[5]
Bizans Mimarisi
[değiştir | kaynağı değiştir]Bizans mimarisinde payeler, özellikle büyük bazilikalar ve merkezi planlı yapılarda kubbeyi ve yan yarım kubbeleri taşımada önemli rol oynamıştır. Ayasofya'daki devasa ana payeler, kubbenin itki kuvvetlerini karşılamak için tasarlanmış tipik örneklerdir.[6] Bizans mimarisinin en karakteristik unsurlarından biri olan merkezi kubbe kurgusu, yükün çok yönlü olarak dağıtılmasını gerektirdiğinden gelişmiş paye sistemlerini zorunlu kılmıştır. Ayasofya'da kullanılan dört büyük ana paye, kubbenin hem düşey yükünü hem de yatay itki kuvvetlerini karşılayacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır. Ayrıca yan neflerde ve galerilerde, kemerlerin ritmik dizilimini sağlayan daha küçük payeler kullanılmıştır. Bizans mimarisinde paye, sıklıkla sütunlarla birlikte karma taşıyıcı sistemin bir parçası olarak kullanılmıştır.[7]
Osmanlı Mimarisi
[değiştir | kaynağı değiştir]Osmanlı mimarisinde paye kullanımı Bizans etkisiyle gelişmiş, özellikle çok kubbeli camilerde, hanlarda, medreselerde ve kapalı çarşı yapılarında yaygınlaşmıştır. Daha geniş açıklıkları karşılayabilmek için filayak veya filpaye adı verilen masif taşıyıcılar kullanılmıştır. Bunlar kemerlerin başlangıç noktalarını belirleyen ana taşıyıcı elemanlardır.[8] Çok kubbeli erken dönem camilerde kare veya dikdörtgen kesitli payeler hem kubbeleri hem de geçiş elemanlarını taşımak için kullanılmıştır. Klasik dönemle birlikte filayağı (filpaye) adı verilen geniş, çok yüzeyli ve masif payeler ortaya çıkmıştır. Mimar Sinan'ın Selimiye Camii'nde kubbeyi taşıyan sekizgen düzenli payeler bu tipin en gelişmiş örneklerinden olmuştur. Medreseler, hanlar, bedestenler ve kapalı çarşı yapılarında da kemer dizilerinin taşıyıcısı olarak paye yaygın şekilde kullanılmıştır.[9]
Türleri
[değiştir | kaynağı değiştir]- Dikdörtgen kesitli paye: Geleneksel Anadolu Selçuklu ve Osmanlı yapılarında sık görülür.
- Çokgen kesitli paye: Erken Bizans ve bazı gotik yapılarda kullanılır.
- Filpaye (Filayağı): Çok ağır örtüleri taşıyan geniş, masif paye türüdür.
- Bağdadi paye: İç mekânda daha hafif yükler için ahşap karkaslı olarak oluşturulan paye türü.
Örnekler
[değiştir | kaynağı değiştir]- Ayasofya (İstanbul): Ana kubbeyi taşıyan masif payeler.
- Erzurum Ulu Camii: İç mekândaki filayaklar, tonozların ve kemerlerin ağırlığını taşıyan Anadolu Selçuklu mimarisine özgü örneklerdendir.
- Caracalla Hamamı (Roma, MS 216): Büyük tonoz ve kemer sistemlerini taşıyan masif payeler Roma mühendisliğinin en gelişmiş yapılarındandır.
- Selimiye Camii: Mimar Sinan'ın geliştirdiği sekizgen düzenli büyük payeler, kubbenin ağırlığını taşıyarak mekâna bütüncül bir açıklık sağlar.
- Kariye Camii: Yan mekânlardaki kemerleri destekleyen kompakt payeler Bizans geç dönem mimarisinin karakteristik örneklerindendir.
Mimari önem
[değiştir | kaynağı değiştir]Paye, bir yapının sadece statik dengesini değil, aynı zamanda mekânsal kurgusunu da belirler. Payelerin yerleşimi, kemer açıklıklarını, hacim algısını ve ışığın mekân içindeki dağılımını doğrudan etkiler. Bu nedenle taşıyıcı görevlerinin yanı sıra mimari kompozisyon açısından da kritik bir unsurdur.[10]
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Doğan Hasol, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, Yem Yayın, İstanbul 2021, s. 428.
- ^ İlhan Tekeli – Selim İlkin, Osmanlı’dan Günümüze Yapı Tekniği ve Taşıyıcı Sistemler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018, s. 112–115.
- ^ Richard Stemp, Architecture: The Whole Story, Thames & Hudson, London 2014, s. 54–58.
- ^ Lawrence, A. W., Greek Architecture, Yale University Press, 1996, s. 102–110.
- ^ MacDonald, William L., The Architecture of the Roman Empire, Yale University Press, 1982, s. 85–92.
- ^ Robert Ousterhout, Eastern Medieval Architecture, Oxford University Press, 2019, s. 142–150.
- ^ Ousterhout, Robert, Eastern Medieval Architecture: The Building Traditions of Byzantium and Neighboring Lands, Oxford University Press, 2019, s. 140–155.
- ^ Doğan Kuban, Osmanlı Mimarisi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2007, s. 68–73.
- ^ Kuban, Doğan, Osmanlı Mimarisi, Yapı Kredi Yayınları, 2007, s. 66–80.
- ^ Francis D. K. Ching, Architecture: Form, Space and Order, John Wiley & Sons, 2015, s. 126–130.
| Mimarlık ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |