Gus Hall

Gus Hall

Gus Hall (doğum adı Arvo Kustaa Halberg; 8 Ekim 1910, Cherry Township, Minnesota - 3 Ekim 2000, New York City), Amerikalı komünist politikacı, hatip ve yazardır. 1959'dan 2000'e kadar ABD Komünist Partisi'nin (CPUSA) lideriydi.

Yaşamı

Arvo Kustaa Halberg, Minnesota'da, o zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Lapua'dan göç etmiş Fin bir ailede doğdu. Ebeveynleri Marksist'ti, Dünya Sanayi İşçileri (IWW) üyesiydi ve 1919 yılında ABD Komünist Partisi'ne katıldılar. Ailenin on çocuğundan biriydi. 14 yaşında çalışmaya başladı. Önce odunculuk yaptı, daha sonra madencilik, yol inşaatı, demiryolu ve bir çelik fabrikasında çalıştı.

1924 yılında Amerikan komünist gençlik birliğine (Komsomol), 1927 yılında ise ABD Komünist Partisi'ne katıldı. Gençlik birliğini örgütleme çalışmaları yürüttü. 1931 yılında SSCB'ye gitti ve iki yıl boyunca Uluslararası Lenin Okulu'nda, Marx-Engels-Lenin Enstitüsü'nde eğitim gördü.

1933 yılında ABD'ye döndü ve memleketi Minnesota'da açlık yürüyüşleri, çiftçileri destekleyen gösteriler ve 1934 yılında Minneapolis'te genel greve dönüşen ünlü kamyon şoförleri grevi de dahil olmak üzere işçi grevlerini örgütlemeye katıldı. Grev, Troçkist Amerika Komünist Birliği'nden Farrell Dobbs tarafından yönetiliyordu. Bu faaliyetleri nedeniyle altı ay hapis yattı ve kara listeye alındı. Bu durum, 1934 yılında Ohio eyaletine taşınmasına ve adını Gus Hall olarak değiştirmesine neden oldu. Ohio'da, Youngstown'daki bir metalürji tesisinde iş bulmayı başardı ve hemen sendikalaşma çalışmalarına başladı. 1937 yılında Chicago'da, Anma Günü'nde (Mayıs ayının son Pazartesi günü) Republic Steel şirketine karşı bir grev örgütledi. Grev, polisin ateş açması, on kişinin ölümü ve 90 kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı.

1937'de çekilen sabıka fotoğrafı

Daha sonra FBI tarafından tutuklandı ve Warren'daki Republic Steel tesisinde planlandığı iddia edilen bir patlama için bomba yapım malzemeleri taşımakla suçlandı. Ancak işçi grevlerinin baskısı altında suçlamalar düştü ve Hall serbest bırakıldı. Vurularak bastırılan grevin bir sonucu olarak Hall, sendikaya 10 bin yeni üye kazandırmayı başardı.

1935 yılında, ilk kadın metal işçilerinden biri ve Sendika Örgütleme Komitesi sekreteri olan Elizabeth Turner ile evlendi. Arvo ve Barbara adında iki çocukları oldu.

1938 yılında Gus Hall sendikadaki görevinden ayrıldı ve ABD Komünist Partisi'nin Youngstown, Ohio şubesinin başkanı oldu. Ağustos 1939'da Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı'nın imzalanmasından sonra partinin destekçilerinin önemli bir kısmı partiden uzaklaştı, ancak Hall komünistlerle kaldı. 1941 yılında, büyük bir sanayi merkezi olan Cleveland şehrindeki parti örgütünün başkanı seçildi.

II. Dünya Savaşı'nda Hall

II. Dünya Savaşı sırasında Gus Hall gönüllü olarak ABD Donanması'na katıldı (1942) ve Pasifik Cephesi'nde görev yaptı. 1946 yılında terhis edildikten sonra, ABD Komünist Partisi Ulusal Komitesi Sekreterliği'ne seçildi. Ayrıca, CPUSA'in Cleveland şubesinin başkanlığını yeniden üstlendi ve kısa süre sonra CPUSA'in Ohio eyaleti bölge örgütünün başkanı oldu.

22 Temmuz 1948'de Hall ve CPUSA'in diğer 11 lideri, Smith Yasası uyarınca "ABD hükûmetini şiddet yoluyla devirmeyi öğretmek ve desteklemek amacıyla komplo kurmakla" suçlandı. Gus Hall'e, Marksist teoriyi savunmak suçu yüklendi. Hall, beş yıl hapis cezasına ve ağır bir para cezasına çarptırıldı.

Gus Hall tutuklanmaktan kaçarak Meksika'ya gitti ve 1950 yılında CPUSA'in Ulusal (Genel) Sekreteri seçildi. Ancak, 1951 sonbaharında Meksika makamları ve FBI ajanları tarafından, ABD hükûmetine karşı komplo örgütlemek suçlamasıyla tutuklandı ve cezasına üç yıl daha eklendi. Mart 1957'de Fort Leavenworth federal hapishanesinden (Kansas) çıktı. Nisan 1959'a kadar politik faaliyette bulunma hakkı olmaksızın ev hapsinde tutuldu.

1959 yılında CPUSA'in Genel Sekreteri oldu. Görevi, partiyi McCarthy dönemindeki yıkımdan sonra yeniden inşa etmekti. Partinin yasallığını savunarak, ABD'nin Batı Yakası'nda binlerce kişinin katıldığı mitinglerde konuştu. Hall, öğrenci kampüslerinde ve televizyon tolkşovlarında, ABD için sosyalizmi savundu.

For Peace, Jobs, Equality kitabını imzalıyor (1984)

1962 yılında, CPUSA'in bir yetkilisi olarak kayıt olmayı reddettiği için tekrar tutuklandı ve yargılandı, daha sonra kefaletle serbest bırakıldı. 1966 yılında kovuşturma sona erdirildi. Aynı yıl, savaştan sonra ilk kez Sovyetler Birliği'ne gitti ve Leonid Brejnev ile görüştü.

1964 başkanlık seçimlerinde, Sovyetler Birliği'ne ve komünistlere karşı saldırgan açıklamalar yapan Cumhuriyetçi Barry Goldwater'a karşı Demokrat Lyndon B. Johnson'ı destekledi.

Kasım 1983'te CPUSA'in 23. Kongresi'nde Hall, Ronald Reagan'ın politikasını, onu militarist ve nükleer savaş kışkırtıcısı olarak görerek şiddetle kınadı. Hall, Amerikan halkını, ABD'nin emperyalist çevrelerine karşı ülkenin tüm demokratik güçlerinin tek bir cephede birleşmesi için çağırdı.

1988 yılından itibaren CPUSA'in Ulusal Başkanı oldu.

2000 yılında Gus Hall, diyabet nedeniyle öldü.

Politikası

1976 seçim kampanyası afişinde Hall ve yardımcısı Jarvis Tyner

Dört kez (1972, 1976, 1980 ve 1984 yıllarında) çeşitli sol güçler tarafından ülke başkanlığına aday gösterildi.

Amerikan politikası, ekonomisi ve uluslararası ilişkileri konularında kitaplar ve yayınlar yazdı.

Sovyet-Rus ekonomisti ve Amerikan uzmanı Stanislav Menşikov şunları hatırlattı: "O, iyi eğitimli bir insandı, kapitalizm teorisi ve işçi hareketi pratiği üzerine birkaç kitabın yazarıydı. İşçi ve öğrenci toplantılarında çok konuşur, sık sık radyo tartışmalarına katılırdı. Yetkililerin baskıları ve diğer faktörler (N. S. Kruşçev tarafından Y. V. Stalin'in açığa vurulması da dahil), Amerika Komünist Partisi üye sayısının 1930'lardaki 100 binden fazladan 1980'lerde 15 bine düşmesine yol açtı, ancak Gus Hall inançlarını değiştirmedi. SSCB'nin dağılmasından sonra da bunu yapmadı ve bunun için Mihail Gorbaçov ve Boris Yeltsin'i suçladı, onlara 'yıkıcılar ekibi' adını verdi."

Gus Hall hayatının sonuna kadar inançlı bir komünistti. Marksizm-Leninizm taraftarıydı. Stalin'e saygı duyuyordu, onun dönemindeki baskıların ölçeğinin Kruşçev, Gorbaçov ve Yeltsin tarafından abartıldığını düşünüyordu, "Stalin gibi büyük bir kişiliğin bile hataları olabilirdi, ancak bunlar sosyalizmin düşmanları tarafından büyük ölçüde abartıldı" diyordu. Kruşçev'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20. Kongresi'ndeki "kişi kültü ve sonuçları" hakkındaki raporunu SSCB'nin en büyük hatası olarak görüyordu, ancak buna rağmen, Çin-Sovyet ayrılığı yıllarında SSCB'yi destekledi.

ABD'de sosyalizmin, Haklar Bildirisi'nde (anayasanın ilk 10 değişikliği) kök salmış Amerikan demokrasisi gelenekleri üzerine inşa edilebileceğine inanıyordu.

ABD başkanları arasından George Washington, Thomas Jefferson, Abraham Lincoln, Franklin Roosevelt ve John F. Kennedy'ye saygı duyuyordu. John F. Kennedy, Martin Luther King ve Robert Kennedy suikastlarının soruşturulmasını talep ediyordu.

Sovyet birliklerinin Macaristan (1956), Çekoslovakya (1968) ve Afganistan'a (1979) girişini destekledi.

"Yeni sol"a karşı çok temkinliydi, ancak CPUSA onların desteğinden yararlanıyordu. Ancak özellikle hippi hareketine karşı temkinliydi, onları kapitalizmin temellerini değiştirmeyen küçük burjuva bir hareket olarak görüyordu. 1960'lar ve 1970'lerde Gus Hall, ABD'nin Vietnam Savaşı'na katılımına aktif olarak karşı çıktı.

1989 yılında Mihail Gorbaçov'un Perestroyka politikasını son derece sert bir şekilde eleştirdi ve onu kapitalizmin restorasyonu olarak adlandırdı. SSCB'nin dağılması ve SBKP'nin yasaklanması hakkında Hall, Die Zeit haftalık dergisine (Batı Almanya) şu yorumu yaptı:

“	Sovyetler Birliği'nin bugün içinde bulunduğu kaos durumu, tarihte benzeri olmayan bir durumdur. Hiç kimse krizin şu anda patlak vereceğini beklemiyordu. Sosyalist bir ülkeyi saran antikomünist ve cadı avı dalgası, bizi hafif bir ifadeyle şaşkına çevirdi. Komünist partinin yasaklanması ve demokrasiye yönelik diğer baskı biçimleri, Sovyet halkının haklarına karşı geniş çaplı ve yıkıcı sonuçları olan bir saldırının gelişmekte olduğu anlamına geliyor. ABD komünistleri daha önce de böyle bir politik çılgınlıkla karşılaştı. Ellili yıllarda, McCarthyci terör döneminde, kendileri de zulme ve tutuklamalara maruz kaldılar. Ve hayatlarının uzun yıllarını hapishane parmaklıklarının ardında geçiren bizler, Sovyetler Birliği'nde gelişen olayları endişeyle izliyoruz. Eski SSCB'de körüklenen antikomünist histeri, Sovyet vatandaşlarının dikkatini ülke hükümetinin ekonomi alanında yaptığı hatalardan uzaklaştırma, kapitalizme doğru bir rotanın alındığı gerçeğini gizleme girişiminden başka bir şey değil. Ancak, örneğin "Komünizm Öldü" gibi gazete manşetleri, sadece arzulananı gerçekmiş gibi gösterme arzusunu ifade ediyor. Doğu Avrupa'nın yaşadığı zorluklar, ne Sovyetler Birliği'nde ne de dünyanın herhangi bir yerinde sosyalizmin sona erdiğini göstermiyor. Tarihin, toplumu amansızca ilerlemeye götüren seyrini etkilemiyorlar. Ve tıpkı köleliğin yerini kapitalizmin alması gibi, kapitalizmin yerini de sosyalizm alacak. Sovyetler Birliği, ortaya çıktığı andan itibaren dünyada meydana gelen olaylar üzerinde belirleyici ve ilerici bir etki yaptı. Emperyalist devletlerin küresel geri çekilmesine önemli ölçüde katkıda bulundu. Şimdiye kadar emperyalizm, özellikle de ABD emperyalizmi, siyasi stratejisinde Sovyetler Birliği'nin askeri gücünü, etkisini ve prestijini hesaba katmak zorunda kaldı. Ancak SSCB'nin dağılması sonucunda bu karşı ağırlık ortadan kalkarsa, önceden tahmin edebilirim ki, kapitalist ülkeler müzakerelerdeki ortaklarına karşı daha da saldırgan ve daha pervasız hale gelecekler. Yine de sosyalizm ölmüyor. Onu, bir yıllık ve çok yıllık çiçeklerin yetiştiği bir bahçeye benzetebiliriz; ikincilerin doğal büyümesine hiçbir araçla engel olunamaz. Sosyalizm, hümanizmin bahçesindeki bu kökünden sökülemeyen çiçeklerden biridir.	„

1990'larda Marksist-Leninist ideolojiyi ve partinin adını korumayı savundu. Bu yıllarda Angela Davis ile tüm ilişkilerini kopardı (Gus Hall ve Angela Davis 1970'lerin başından beri tanışıyorlardı). Davis, 1992 yılında ABD Komünist Partisi'nden ayrıldı.

Eşcinsel evliliklere ve LGBT haklarına karşıydı, bu hareketi "burjuva yozlaşması" olarak görüyordu. Bu tutumu nedeniyle, ABD Komünist Partisi'nin LGBT hakları için mücadele etmesi gerektiğini düşünen genç kesimiyle bir mücadeleye girdi. Tüm bu mücadele, 2004 yılında (Hall'ün ölümünden dört yıl sonra) ABD Komünist Partisi'nin eşcinsel evlilikleri desteklediğini açıklamasıyla sona erdi.

Ağustos 1991'de, Devlet Olağanüstü Hal Komitesi tarafından Gorbaçov politikalarına karşı düzenlenen Ağustos Darbesi'ni destekledi.

1999 yılında, Yugoslavya'nın NATO uçakları tarafından bombalanmasına karşı çıktı.

Ayrıca bakınız

• Eugene V. Debs
• William Z. Foster