Sosyal yapılandırmacılık
Sosyal Yapılandırmacılık, Lev Vygotsky'nin görüşlerine dayanan ve öğrenmenin sosyal bir süreç olduğunu vurgulayan bir öğrenme kuramıdır. Vygotsky’ye göre bilgi, birey ile sosyal çevresi arasında kurulan etkileşim yoluyla yapılandırılır. Öğrenme, daha yetkin bireylerle iş birliği yapma, kültürel araçları kullanma ve dili aktif olarak edinme süreçleriyle gelişir. Vygotsky, dilin öğrenmedeki merkezi rolünü vurgulamış ve öğrenmenin yalnızca bireysel bir faaliyet değil, toplumsal bir süreç olduğunu savunmuştur. Bu nedenle, öğrenme, bireyin toplumuyla etkileşim içinde şekillenir ve bu etkileşimler öğrenmenin gelişiminde temel bir yer tutar.[1]
Vygotsky, öğrenmenin yalnızca bireysel çabalarla değil, sosyal etkileşim yoluyla gerçekleştiğini öne sürer. Bu etkileşimlerin en önemli unsuru, daha yetkin bireylerin (öğretmen, akran, aile vb.) rehberliği ve desteğiyle gerçekleştirilen öğrenmedir. Bu süreç, Vygotsky’nin Yakınsal Gelişim Alanı (ZPD) kavramı ile açıklanır. ZPD, öğrencinin kendi başına başaramayacağı, fakat rehberlik ve destek ile başarabileceği öğrenme alanını tanımlar. Öğretmenler, öğrencilerin ZPD’sine uygun şekilde rehberlik yaparak, onların bilişsel gelişimlerini destekler.[1]
Sosyal yapılandırmacılık sınıf ortamılarında, öğrenciler arası etkileşimi ve grup çalışmasını ön plana çıkarır. Bu yaklaşımda, öğrenciler birbirleriyle etkileşimde bulunarak, ortak bilgi inşa etme sürecine katılırlar. Öğretmenler, öğrenciler arasında etkili bir sosyal etkileşim ortamı yaratmak için grup çalışmaları, tartışmalar ve iş birliği gerektiren projeler tasarlar. Bu etkinlikler, öğrencilerin hem sosyal becerilerinin gelişmesine hem de konuları daha derinlemesine anlamalarına olanak tanır. Vygotsky’nin sosyal etkileşim anlayışı, öğrenmenin daha etkili ve kalıcı olmasını sağlar.[2]
Vygotsky’nin kuramına göre, dil öğrenmenin hem taşıyıcısı hem de dönüştürücüsüdür. Öğrenciler, dil aracılığıyla düşüncelerini ifade eder, başkalarıyla etkileşime geçer ve yeni bilgiler edinir. Dil, yalnızca iletişim aracı değil, aynı zamanda öğrenme sürecinin şekillenmesinde temel bir araçtır. Bu anlayış, eğitimde dilin rolünü güçlendirir ve öğrencilerin dil becerilerini geliştirmek için çeşitli stratejiler uygulanmasını gerektirir.[3]
Sınıf uygulamaları ve kuramsal derinlik
[değiştir | kaynağı değiştir]Sosyal yapılandırmacılık, sınıf içi öğrenme süreçlerini toplumsal bağlamda şekillendirir. Bu yaklaşım, öğrencilerin öğrenme sürecini yalnızca bireysel değil, aynı zamanda sosyal etkileşim yoluyla gerçekleştirmelerini teşvik eder. Öğrenciler, grup çalışmaları ve iş birliği gerektiren projeler aracılığıyla birbirlerinden öğrenirler. Bu tür uygulamalar, öğrencilerin birbirlerinin fikirlerini dinlemelerini, farklı bakış açılarını değerlendirmelerini ve ortak anlayışa ulaşmalarını sağlar.[4]
Sosyal yapılandırmacılık, öğretmenlerin öğrenme ortamlarını tasarlarken öğrencilerin sosyal gelişimini göz önünde bulundurmalarını gerektirir. Bu çerçevede öğretmenler, öğrenciler arasında etkin bir sosyal etkileşim ortamı yaratmalı ve öğrencilerin bilgiyi ortaklaşa inşa etmelerine olanak tanımalıdır. Sosyal etkileşimin güçlendirildiği sınıflarda, öğrenciler daha aktif bir şekilde öğrenmeye katılır ve derslerde daha derinlemesine anlamlar oluştururlar. Grup tartışmaları, akran değerlendirmesi ve ortak projeler, bu anlayışa uygun etkinliklerdir.[5]
Vygotsky’nin Yakınsal Gelişim Alanı (ZPD) kavramı, öğretmenlerin öğrencilerin gelişim düzeyine uygun rehberlik yapmalarına olanak tanır. Öğrenciler, ZPD sınırları içinde rehberlik aldıklarında, kendi başlarına yapamayacakları görevleri gerçekleştirebilirler. Bu öğretim stratejisi, öğrencilerin gelişimlerini en verimli şekilde destekler ve onların öğrenme süreçlerini hızlandırır. Öğretmen, öğrencinin ZPD’sine göre uygun görevler sunarak onların bilişsel gelişimlerini yönlendirir ve bu süreçte öğrencilerin özgüvenlerini artırır.[6]
Bu anlayışa dayalı sınıf uygulamaları, öğrenci merkezli öğrenme süreçlerini güçlendirir ve öğrencilerin hem bilişsel hem sosyal beceriler kazanmalarını sağlar. Sosyal etkileşim, dil gelişimi ve grup içi iş birliği bu yaklaşımın temel öğelerindendir ve bu uygulamalar, öğrencilerin sosyal ve bilişsel becerilerini daha etkili bir şekilde geliştirmelerine katkıda bulunur.[7]
İlgili kuramcılar
[değiştir | kaynağı değiştir]Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]- Yapılandırmacılık
- Bilişsel yapılandırmacılık
- Keşfederek öğrenme
- İş birliğine dayalı öğrenme
- Söylem çözümlemesi
- Yakınsak gelişim bölgesi
- Dil edinimi
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ a b Vygotsky, L. S. (1978). Mind in Society: The Development of Higher Psychological Processes. Harvard University Press.
- ^ Brown, A. L., & Palincsar, A. S. (1989). Guided, Cooperative Learning and Individual Knowledge Acquisition. In L. B. Resnick (Ed.), Knowing, Learning, and Instruction: Essays in Honor of Robert Glaser (pp. 393-421). Lawrence Erlbaum Associates.
- ^ Mercer, N. (2000). Words and Minds: How We Use Language to Think Together. Routledge.
- ^ Bruner, J. S. (1996). The Culture of Education. Harvard University Press.
- ^ Wells, G. (1999). Dialogic Inquiry: Towards a Sociocultural Practice and Theory of Education. Cambridge University Press.
- ^ Wood, D., Bruner, J. S., & Ross, G. (1976). The Role of Tutoring in Problem Solving. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 17(2), 89-100.
- ^ Fleer, M., & Robbins, J. (2003). Developing Dialogic Thinking in Children: A Vygotskian Approach. Australian Journal of Early Childhood, 28(2), 20-27.