1912 Halâskâr Zâbitân muhtırası
| 1912 Halâskâr Zâbitân muhtırası | |||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|
İkinci Meşrutiyet döneminde Osmanlı Meclis-i Mebusanı | |||||||
| |||||||
| Taraflar | |||||||
|
Halâskâr Zâbitân Hürriyet ve İtilaf Fırkası | İttihat ve Terakki Cemiyeti | ||||||
| Komutanlar ve liderler | |||||||
| Mehmed Sadık |
Mehmed Said Paşa Talat Paşa | ||||||
1912 Halâskâr Zâbitân muhtırası, 17 Temmuz 1912'de Osmanlı İmparatorluğu'nda kendilerine Halâskâr Zâbitân (Kurtarıcı Subaylar) adını veren Hürriyet ve İtilaf Fırkası ile ilişkili bir grup subay tarafından İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne (İTC) karşı bir muhtıra vasıtasıyla yapılan bir askerî darbedir. [1] Darbe, İTC'nin siyasi gündemine olan güvensizliğin artması, Trablusgarp Savaşı'nın sonuçları ve yükselen siyasi kutuplaşma bağlamında gerçekleşti.
1911'in sonlarında, İttihat ve Terakki karşıtı muhalefet Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nda birleştirdi. İttihat ve Terakki'nin 1912 seçimlerindeki -genel olarak hileli olduğu düşünülen- zaferinin ardından, Hürriyet ve İtilaf üyeleri protesto amacıyla Arnavutluk'ta görev yapan ordu subaylarını kendi davalarına dahil ettiler. Genellikle Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın askeri kanadı olarak anılan Halâskâr Zâbitân'da örgütlendiler. 1912 yazında, İttihat ve Terakki yanlısı Sadrazam Said Paşa, Halâskâr Zâbitân'ın baskısıyla istifa ederek darbeyi tamamladı.
Said Paşa, başbakanlığı tarafsız Ahmed Muhtar Paşa'nın Büyük Kabinesi'ne devretti. Birinci Balkan Savaşı nedeniyle istifa etmesiyle birlikte, Kâmil Paşa'nın İttihat ve Terakki karşıtı kabinesi iktidara geldi. Darbe, İTC ile Hürriyet ve İtilaf arasındaki iktidar mücadelesi ve yeni alevlenen Balkan Savaşları nedeniyle siyasi istikrarsızlığın yaşandığı 1912-1913 siyasi açıdan çalkantılı yılların en önemli olaylarından biriydi. İttihat ve Terakki, Halâskâr Zâbitân muhtırasından altı ay sonra, 23 Ocak 1913'te, Bâb-ı Âli Baskını olarak bilinen karşı-darbe ile iktidarı geri alacaktı.
Arka plan
[değiştir | kaynağı değiştir]
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Jön Türk Devrimini ve öncülük ederek İkinci Meşrutiyet ilânını sağlayan ihtilalci bir gruptu. Devrim, Sultan II. Abdülhamid'in 24 Temmuz 1908'de Kânûn-ı Esâsînin yeniden yürürlüğe konacağını ilan etmesi ve yeni bir parlamento seçmek için seçim yapılmasıyla sonuçlandı. 1908 seçimleri İTC'yi kesin olarak yasama organına oturturken, ana muhalefet Osmanlı Ahrar Fırkası'ydı. 13 Nisan 1909'da patlak veren İkinci Meşrutiyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan 31 Mart İsyanı, başkente yürüyen meşrutiyetçi bir güç olan Hareket Ordusu tarafından bastırıldı ve II. Abdülhamid, tahttan indirildi ve yerine V. Mehmed geri getirildi. İTC tekrar iktidara gelip muhalifleri hükûmetten temizlese de, tam olarak kontrol altına alamamıştı ve ülkedeki unsurlar İTC'nin giderek otoriterleşmesinden endişe duymaya başladı. İTC'nin hükûmetinde, 31 Mart Olayı sırasında Hareket Ordusu'nu örgütleyerek İTC ile işbirliği yapan, ancak şimdi partinin niyetlerine şüpheyle yaklaşan Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa da vardı.

İttihat ve Terakki üyesi ve ihtilal lideri Mehmed Sadık'ın önderlik ettiği bir grup subay, merkez komite üyeleri Talat Paşa, Cavid Bey ve Hüseyin Cahid'i Siyonizm ve Masonluk tarafından baştan çıkarıldıkları iddiasıyla suçladıktan sonra İttihat ve Terakki'den ayrıldı. Cavid daha sonra maliye bakanlığı görevinden istifa etti. [2]
30 Eylül 1911'de İttihatçı İbrahim Hakkı Paşa, Trablusgarp Savaşının patlak vermesinin ardından sadrazamlıktan istifa etti. Trablusgarp milletvekilleri, bölgenin İtalyan işgalini durdurmadığı gerekçesiyle yargılanmasını önerdiğinde, İTC bu öneriyi engelledi ve partizanlık arttı. Ekim ayında, parlamentonun tüm önemli siyasetçileri Kirkor Zohrab, Cavid Bey, Talat Paşa, Halil Menteşe, Hakkı Bey, Ohannes Vartkes Efendi ve Karekin Pastırmacıyan'ın katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantının gündemi, İTC ile muhalefet arasındaki anlaşmazlıkları çözmekti. İTC'nin, Kirkor Zohrab'ın önerilerini reddetmesi gerilimi artırdı. [3]
1911 yılına yaklaşılırken, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne karşı oluşan hoşnutsuzluk ve muhalefet yeniden canlanmaya başladı. Prens Sabahaddin'in kurucusu olduğu Osmanlı Ahrar Fırkası'nın 31 Mart Vakası sonrasında kapatılmasından yaklaşık iki yıl sonra, Kasım 1911'de muhalefet, Sadık'ın başkan yardımcısı, Damat Ferid Paşa'nın da başkan olduğu Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nda birleşti. Bu yeni oluşum, Meşrutiyet döneminin en etkili muhalefet partisi hâline geldi ve İTC rejimine karşı memnuniyetsizlik duyan çeşitli grupları aynı çatı altında topladı. Aralarında ilmiyeden gelenler, Ahrarcılar, demokratlar, hatta sosyalistler gibi fikirsel olarak birbirinden farklı kesimler, İttihat ve Terakki'ye karşı birleşti. [4]
Parti henüz kurulalı üç hafta olmuşken, 11 Aralık 1911'de bir sandalye için yapılan İstanbul ara seçimlerinde Hürriyet ve İtilaf adayı 196, İttihat ve Terakki adayı ise 195 ikinci seçmen oyu aldı. Bu seçim Hürriyet ve İtilaf için erken bir zaferdi. [5]

İttihatçılar, yeni muhalefet partisinin ivmesini durdurabilecekleri umuduyla derhal V. Mehmed'in meclisi feshedip seçime gitmesini talep ettiler, ancak 31 Mart Vakası'ndan sonra kabul edilen anayasa değişiklikleri, artık Meclisi-i Mebusan'ın artık padişahın değil, Hürriyet ve İtilaf'ın hakimiyetinde olması anlamına geliyordu. Parlamentonun kontrolden çıktığını gören İTC, Sadrazam Mehmed Said Paşa'ya, Padişaha parlamentoyu feshetme yetkisini geri verecek bir anayasa değişikliği için parlamento onayı alması yönünde baskı yaptı; ancak Hürriyet ve İtilaf bu öneriyi engellediğinde, Paşa istifa etti. Hürriyet ve İtilaf mecliste üstün olmasına rağmen, henüz imparatorluk çapında bir siyasi aygıta sahip değildi ve kaçınılmaz olarak feshedilmiş bir parlamentoyla gelecek bir seçime karşıydı. V. Mehmed, Hürriyet ve İtilaf ve Meclis-i Âyan Başkanı Ahmed Muhtar Paşa'nın onaylamamasına rağmen, daha fazla İttihatçının yer aldığı bir kabineyle Mehmed Said Paşa'yı Sadrazamlığa yeniden atadı. Said Paşa, Padişaha parlamentoyu feshetme yetkisi verecek bir anayasa değişikliğini Meclis'e tekrar sundu; ancak bu da Hürriyet ve İtilaf tarafından tekrar engellendi. 18 Ocak 1912'de anayasanın 7. maddesi kullanıldı; Meclis-i Âyan, Meclis-i Mebûsan'ı feshetmek için oy kullandı ve V. Mehmed bunu onayladı. [6][7]
Yeni Meclis-i Mebûsan için yapılan seçimde İttihat ve Terakki, seçim hileleri ve şiddete büyük ölçüde başvurarak, Meclisi-i Mebusan'daki 6 sandalye hariç tüm sandalyeleri kazandı ve bu seçime "Sopalı Seçimler" denildi. [8] Valilerden kaymakamlara, askerî yetkililerden memurlara kadar birçok devlet görevlisi seçim sürecinde etkili oldu. Oy kullanmada sahtekârlık, muhalif adayların tutuklanması ve darp edilmesi gibi hukuksuzluklar yaşandı. [9] Sonuç olarak, Meclis-i Mebusan İttihatçı vekillerle doldu ama meşruiyeti sorgulanan bir meclis ortaya çıktı. [10]
Seçim sonuçları, İttihat ve Terakki'ye karşı anında bir infiale yol açtı. Dahası, Trablusgarp Savaşı ve Arnavut isyanının başlaması nedeniyle İttihat ve Terakki eski desteğini ve itibarını kaybetti. Bu sefer Hürriyet ve İtilaf, yeni bir seçimde zafer kazanabilmek için Meclis'in feshedilmesini talep ediyordu.
Darbe
[değiştir | kaynağı değiştir]Bu seçimlerin yarattığı gerginlik yalnızca siyasi alanla sınırlı kalmadı; ordu içinde de derin ayrılıklara neden oldu. Subaylar İttihatçı ve İtilafçı olarak ikiye bölünürken, iki fırkaya yakın olan subayların kalpaklarının şekli dahi birbirinden farklıydı. [11] Sopalı Seçimlere duyulan tepki, muhalif subayları da harekete geçirdi. 1912 Mayıs'ında İstanbul'daki bazı subaylar, Balkanlardaki gruplardan da destek alarak Halâskâr Zâbitân (Kurtarıcı Subaylar) adında bir yapı kurdu. Bu grubun yönetimden temel talepleri, seçimlerin tekrar edilmesi ve ordunun siyasetten tamamen çekilmesiydi. Ancak bu ikinci talep, gerçekte ordunun İTC'den uzaklaştırılmasını ifade ediyordu. Zira Halaskar Zabitan, Prens Sabahaddin ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası gibi çevrelerle bağlantılıydı. [9] [12] [13]
Rıza Nur'a göre, Erkan-ı Harb binbaşısı Kemal Bey bu grup adına Prens Sabahaddin ile görüşmeler yürütüyordu. [14] Feroz Ahmad da, Nâzım Paşa ve Prens Sabahaddin'in bu grupla ilişkisinden söz eder. [15] Mayıs 1912'de temelleri atılan Halaskar Zabitan, Temmuz ayında siyasi bir aktör olarak sahneye çıktı. Öne çıkan isimler arasında Erkan-ı Harb Binbaşısı Gelibolulu Kemal Bey, Kolağası Kastamonulu Hilmi Bey, Süvari Kaymakamı Recep Bey, Bahriye Binbaşısı İbrahim Bey ve Yüzbaşı Kudret Bey yer alıyordu. [16]
Haziran ayına gelindiğinde Albay Sadık ve kurmay binbaşı Gelibolulu Kemal Halâskâr Zâbitân grubunu kuracak ve Osmanlı Meclisi Başkanı Halil Bey'den İttihat ve Terakki'nin egemen olduğu parlamentoyu dağıtmasını talep edeceklerdi. [17][1]
Bu süre zarfında, isyanı bastırmak için Arnavutluk'a gönderilen birlikler isyancılara katıldı ve tıpkı İttihatçıların 1908'de yaptığı gibi dağlara çıktı. [18] Subaylar basında bir bildiri ve padişaha bir mesaj yayınlayıp görünüşte başkente yürümeye hazırlandıklarında, Said Paşa sonunda istifa etti. [19]
Bu dönemde Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa, görevdeki subayların siyasete karışmasını yasaklayan ve bu yasağın ihlalini cezalandıran bir düzenlemeyi askerî ceza kanununa dahil etmeye hazırlanıyordu. [20] Ancak bu girişim İttihatçılar tarafından hoş karşılanmadı. Meclis çoğunluğunu kullanan İTC, Mahmud Şevket Paşa'yı istifaya zorladı ve Paşa 9 Temmuz 1912'de görevini bıraktı. [21] Halâskâr Zâbitân da aynı şekilde Sadrazam Mehmed Said Paşa’nın istifasını talep edecekti. 21-22 Haziran tarihlerinde bazı Arnavut subayların isyana destek amacıyla dağa çıkması siyasi krizi daha da derinleştirdi. 15 Temmuz’da Said Paşa hükûmeti güvenoyu istedi. İttihatçıların çoğunlukta olduğu parlamentoda 198 mebustan 194’ünün desteğine rağmen bu durum ancak bu isyancıları yatıştıramadı. 18 Temmuz’da Halâskâr Zâbitân’ın gönderdiği tehdit mektubu etkili oldu. [6][19] Mektupta seçimlerin yeniden yapılması, Nâzım Paşa’nın Harbiye Nazırlığına getirilmesi ve Kâmil Paşa başkanlığında yeni bir hükûmetin kurulması talep ediliyordu; aksi takdirde yaşanacak olaylardan sorumlu olmayacaklarını bildiriyorlardı. [9] [22] [23]
19 Temmuz'da V. Mehmed orduya tarafsız ve teknokrat bir hükümetin kurulacağını ve başbakanın seçimi için müzakereleri kolaylaştıracağını duyurdu. Savaş kahramanı Gazi Ahmed Muhtar Paşa , ordunun giderek artan siyasallaşmasını durduracağı umuduyla sonunda seçildi. [6] "Büyük Kabine" olarak bilinen Muhtar Paşa hükûmeti, birçok saygın devlet adamını içeriyordu ve kolayca güvenoyu aldılar. [24] 22 Temmuz 1912'de kurulan “Büyük Kabine” olarak anılan, üç eski sadrazamı barındıran bu hükûmet İttihatçı etkiden uzak ilk hükûmetti. İttihat ve Terakki, parlamentodaki çoğunluğuna rağmen yürütme yetkisini kaybetmişti.
Halaskar Zabitan 24 Temmuz'da Meclis Başkanı Halil Bey ve Mabeyn Başkatibi Halit Ziya Bey'e gönderdiği yeni tehdit mektubunda, Meclis-i Mebûsan'ın feshi ve Halit Ziya'nın istifasını istedi. [25] Mektupta, meclis alaycı bir biçimde “Fındıklı Tiyatrosu”na benzetiliyor ve 48 saat içinde fesih gerçekleşmezse gerekli adımların atılacağı ifade ediliyordu. [26] Ertesi gün Halaskar Zabitan, siyasi bir yapıymış gibi bir program ve bildirge yayımladı. [27] Sonuçta, 4 Ağustos 1912'de meclis, bu baskılar karşısında feshedildi. [28]15 Ekim 1912'de, Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükûmeti, Libya’nın İtalyanlara bırakılması ve Balkanlar’daki başarısızlıkların etkisiyle yıprandı ve istifa etti. Yerine, İtilafçılarla özdeşleşen Kâmil Paşa kabinesi göreve geldi. [29]
Ahmed Muhtar Paşa ve kabinesi tarafsız olmasına rağmen, Halâskâr Zâbitân daha sonra Ahmed Muhtar Paşa hükûmetine parlamentoyu feshetmesi için baskı yaptılar - bu, birkaç anayasa değişikliğinin geçirilmesiyle gerçekleştirildi - ve 4 Ağustos'ta İTC'ye son kalesini kaybettirdi. Daha sonra V. Mehmed bunu onayladı. [30] 31 Mart Vakasından sonra ilân edilen sıkıyönetim kaldırıldı. [19]
Sonrası
[değiştir | kaynağı değiştir]Meclisi-i Mebusan'ın feshedilmesiyle yeni bir genel seçim çağrısı yapıldı. Bu kez İTC hükûmet tarafından baskı altına alınmıştı. Bazı İttihatçı liderler seçimi boykot etmeyi düşündüler, ancak Talat Paşa İTC Merkez Komitesi'ni katılmaya ikna etti. [31] 8 Ekim'de Karadağ, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan ederek Balkan Savaşlarını başlattı ve bu seçimler nihayetinde rafa kaldırıldı. Ahmed Muhtar Paşa istifa etti ve yerine İTC üyelerine zulmetmeye başlayan Kâmil Paşa geçti. Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkan Savaşları'ndaki yenilgisi büyük ölçüde partizanlığa ve ordu içindeki disiplin eksikliğine bağlandı. Bu yenilgi İTC'ye iktidara geri dönmek için gerekçeydi. Ocak 1913'te İTC liderliği Bâb-ı Âli Baskını olarak bilinen bir darbe düzenleyerek Kâmil Paşa'yı silah zoruyla istifaya zorladı. Halâskâr Zâbitân'ın liderleri Mısır ve Arnavutluk'a kaçtı. [1] İmparatorluk ancak 1914'te seçim yapabildi, bu da Mahmud Şevket Paşa suikastının ardından İTC'nin hükûmeti ele geçirmesinden sonraydı. İTC hükûmetleri Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar devam etti.
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ a b c "An essy on Savoir officers (Nuve) access-date=2012-06-13". 9 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Kieser 2018, s. 111.
- ^ Kieser 2018, s. 116.
- ^ Tunaya 1988, s. 266.
- ^ Birinci 1990, s. 103.
- ^ a b c "MEHMED V – TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 23 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Aralık 2021.
- ^ Shaw & Shaw 1977, s. 290–291.
- ^ Birinci 1990, s. 152-153.
- ^ a b c Hale 2014, s. 78.
- ^ Findley 2012, s. 198.
- ^ Tunaya 1988, s. 320-321.
- ^ Alkan 2001, s. 163-164.
- ^ Tunaya 1988, s. 324-325.
- ^ Alkan 2001, s. 176.
- ^ Alkan 2001, s. 174.
- ^ Alkan 2001, s. 165.
- ^ Kieser 2018, s. 120.
- ^ Shaw & Shaw 1977, s. 291.
- ^ a b c Kinross 1977, s. 587.
- ^ Tunaya 1988, s. 322-323.
- ^ Tunaya 1988, s. 171-172.
- ^ Alkan 2001, s. 166-167.
- ^ Tunaya 1988, s. 326-327.
- ^ Akşin 2020, s. 41.
- ^ Alkan 2001, s. 169.
- ^ Tunaya 1988, s. 329.
- ^ Alkan 2001, s. 170.
- ^ Birinci 1990, s. 174-175.
- ^ Hale 2014, s. 79.
- ^ "İnkılap Tarihi (revolution history) page". 20 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2012.
- ^ Shaw & Shaw 1977, s. 292.
- Akşin, Sina (2020). Türkiye Tarihi 4: Çağdaş Türkiye. Cem Yayınevi.
- Alkan, Ahmet Turan (2001). İkinci Meşrutiyet Devrinde Ordu ve Siyaset. Ufuk Kitapları.
- Birinci, Ali (1990). Hürriyet ve İtilaf ve Fırkası. Dergah Yayınları.
- Findley, Carter V. (2012). Modern Türkiye Tarihi: İslam, Milliyetçilik ve Modernlik 1789-2007. Timaş Yayınları.
- Hale, William (2014). 1789’dan Günümüze Türkiye’de Ordu ve Siyaset. Alfa Yayınları.
- Kieser, Hans-Lukas (2018). Talaat Pasha: Father of Modern Turkey, Architect of Genocide. Princeton University Press. ISBN 978-0-691-15762-7. (Google Books)
- Kinross, Patrick (1977). The Ottoman Centuries: The Rise and Fall of the Turkish Empire. New York: Morrow Quill Paperbacks. ISBN 0-688-03093-9.
- Shaw, Stanford; Shaw, Ezel (27 Mayıs 1977), History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, II, Cambridge University Press (1975 tarihinde yayınlandı), ISBN 0-521-29166-6
- Tunaya, Tarık Zafer (1988). Türkiye’de Siyasal Partiler: Cilt 1, İkinci Meşrutiyet Dönemi 1908-1918. Hürriyet Vakfı Yayınları.