Rüstem Ferruhzâd
| Rüstem Ferruhzâd | |
|---|---|
17. yüzyıl Şehnâme, Rüstem Ferruhzâd'ın çizimi | |
| Ölüm | 19 Kasım 636 Kadisiye |
| Bağlılığı | Sasani İmparatorluğu |
| Komutası | Adurbadagan Spahbed'i (631–636) |
| Çatışma/savaşları | Kadisiye Muharebesi (ölü) |
| Akrabaları | Ferruh Hürmüz (babası) Farrukhzâd (kardeşi) |
Rüstem Ferruhzâd ( Farsça: رستم فرخزاد ) Sasani hükümdarları Purandoht (h. 630-630, 631-632) ve III. Yezdicerd (h. 632-651) dönemlerinde Adurbadagan'ın kuzeybatı bölgesinin (kust) spahbed'i ("askeri mareşal") olarak görev yapmış Ispahbudhan Hanedanı'nın üyesidir. Rüstem, tarihi bir figür, Farsça destansı şiir Şehnâme'de ("Krallar Kitabı") bir karakter ve birçok İran milliyetçisinin mihenk taşı olarak hatırlanır.
Arka plan
[değiştir | kaynağı değiştir]Rüstem, Sasani İmparatorluğu'nun seçkin aristokrasisini oluşturan İran'ın Yedi Büyük Hanedanı'ndan biri olan Ispahbudhan Hanedanı'nın bir üyesiydi; ailenin kökeni askeri mareşallere (spahbed ) dayanıyordu ve krallıkta önemli görevlerde bulunuyordu.[1] Kökenleri hakkında romantik bir efsaneye göre, Part/Arşak kralı IV. Fraates'in (h. 37-2) Koshm adlı bir kızı "tüm İranlıların generali" ile evlendi; onların çocukları "Aspahpet Pehlevi" unvanını taşıdı ve daha sonra Ispahbudhan klanını oluşturdu.[2] Ispahbudhan, Arsak soyları aracılığıyla Keyânî kralları II. Dara ve İsfendiyâr'ın soyundan geldiklerini iddia ettiler.[3]
Sasaniler döneminde, Ispahbudhan o kadar yüksek bir statüye sahipti ki, "Sasanilerin akrabası ve ortakları" olarak kabul ediliyorlardı.[3] Gerçekten de, Rüstem'in babası Ferruh Hürmüz, Sasani Kralların kralı (şahinşah) II. Hüsrev'in (h. 590-628) birinci dereceden kuzeniydi, büyük büyükbabası Şapur ise Şahinşah I. Hüsrev'in (h. 531-579) kuzeniydi.[1] Ispahbudhan'ın kalıtsal vatanının Horasan olduğu görünse de, aile zamanla Adurbadagan'ın kuzeybatı bölgesini (kust) yönetmeye başladı (adını aldığı Adurbadagan eyaletiyle karıştırılmamalıdır). Bu nedenle Rüstem'in doğum yerinin Ermenistan, Adurbadagan, Hemedan veya Rey olduğu bildirilmektedir.[1] Rüstem'in, Tizpon'da aktif olan ve orada büyük bir statüye sahip olan, II. Hüsrev'in gözdesi olduğu bildirilen Ferruhzâd adında bir erkek kardeşi vardı.[4]
Bizans İmparatorluğu ile savaş
[değiştir | kaynağı değiştir]
602 yılında Bizans İmparatoru Mauricius (h. 582-602) siyasi rakibi Phocas tarafından öldürüldü. Bunun sonucunda II. Hüsrev, görünüşte Mauricius'in ölümünün intikamını almak için savaş ilan etti. Yirmi yıllık savaş boyunca Hüsrev başlangıçta başarılı oldu ve Mısır da dahil olmak üzere Yakın Doğu'daki Roma eyaletlerini fethetti.[5] Ancak savaşın üçüncü aşamasında (624), yeni Bizans imparatoru Herakleios'un Güney Kafkasya'yı fethetmesiyle işler tersine döndü ve böylece kuzeybatıdaki Sasani diyarını savunmasız bıraktı.[6] Bu dönemde birçok İran ileri geleni, yalnızca Bizans zaferleri nedeniyle değil, aynı zamanda politikaları nedeniyle de II. Hüsrev'in yönetiminden hoşnutsuzdu.[7]
Bunlara, 10.000 askerin başında Adurbadagan eyaletinde isyan eden Rüstem de dahildi. Aynı zamanlarda, Herakleios Adurbadagan'ı işgal ederek Ganzak şehrini yağmaladı.[6] Modern tarihçi Parvaneh Pourshariati, Herakleios'un Adurbadagan'ı işgalinin başarısının arkasında iki olasılık öne sürmektedir; birincisi, isyanın öneminin ona eyalete saldırma olanağı vermiş olması; diğeri ise Ferruh Hürmüz'in II. Hüsrev'i desteklemeyi bırakması ve bunun sonucunda Herakleios'un Adurbadagan'a saldırmasına izin vermiş olmasıdır. [8] 627'de, seçkin Mihrani generali Şahrbaraz isyan ederken, Ferruh Hürmüz gizlice onunla birlikte II. Hüsrev'e karşı komplo kurmuştur.[9] Ertesi yıl, II. Hüsrev, Mihran ailesini temsil eden Şahrbaraz da dahil olmak üzere imparatorluk içindeki Ferruh Hürmüz ve iki oğlu Rüstem ve Ferruhzâd tarafından temsil edilen Ispahbudhan Hanedanı; Varaztirots II Bagratuni'nin temsil ettiği Ermeni fraksiyonu; ve Kanarang olamk üzere birkaç güçlü grup tarafından devrildi.[10] Gruplar, II. Hüsrev'in oğlu II. Kubâd'ı tahta çıkardı ve II. Kubâd kısa süre sonra babasını idam ettirdi.[5]
İran'da iç savaş
[değiştir | kaynağı değiştir]II. Kubâd, III. Erdeşîr ve Şehrbârâz'ın hükümdarlıkları
[değiştir | kaynağı değiştir]II. Hüsrev'in tahttan indirilmesi, 628-632 yılları arasında Sasani iç savaşıyla sonuçlandı ve soyluların en güçlü üyeleri tam özerklik kazandı ve kendi hükümetlerini kurmaya başladı. Pers (Parsig) ve Parthia (Pehlevi) soylu aileleri arasındaki düşmanlıklar da yeniden başladı ve bu da ulusun zenginliğini parçaladı.[11] Birkaç ay sonra, yıkıcı Şeroe Vebası batı Sasani eyaletlerini kasıp kavurdu. II. Kubâd'ın kendisi de dahil olmak üzere nüfusun yarısı yok oldu.[11] Yerine sekiz yaşındaki oğlu III. Erdeşîr geçti. III. Erdeşîr'in tahta çıkışı hem Pehlevi, Parsig hem de Nimruzi adlı üç büyük grup tarafından desteklendi.[12] Ancak, 629'da bir ara Nimruziler krala verdikleri desteği geri çektiler ve onu devirmek için Şehrbârâz ile komplo kurmaya başladılar.[13] Liderleri Faruk Hürmüz önderliğindeki Pehleviler, İran'ın yeni hükümdarı olarak II. Hüsrev'in kızı Purandoht'ı desteklemeye başladılar ve Boran daha sonra Amol, Nişabur, Gürgan ve Rey'in Pehlevi bölgelerinde sikke basmaya başladı.[13] 27 Nisan 630'da, III. Erdeşîr, Şehrbârâz tarafından öldürüldü[14] ve o da kırk günlük bir saltanattan sonra Faruk Hürmüz'ün bir darbesiyle öldürüldü.[15] Faruk Hürmüz daha sonra Purandoht'ın 630 Haziran'ının sonlarında tahta çıkmasına yardım etti.[16]
Purandoht, Şâpûr-i Şehrvârâz ve Azarmidoht'un hükümdarlıkları
[değiştir | kaynağı değiştir]
Purandoht'un tahta çıkışı büyük ihtimalle kız kardeşi Azarmidoht ile birlikte imparatorluğu yönetebilecek tek meşru mirasçı olması nedeniyleydi.[17] Ancak 630 yılında tahttan indirildi ve Şehrbârâz ile II. Hüsrev'in kız kardeşinin oğlu olan Şâpûr-i Şehrvârâz İran'ın hükümdarı yapıldı.[18] Güçlü general Piruz Hüsrev'in Parsig hizbi tarafından tanınmayınca, Azarmidoht lehine tahttan indirildi.[19] Ferruh Hürmüz, otoritesini güçlendirmek ve Pehlev ile Parsig aileleri arasında uyumlu bir Modüs vivendi yaratmak için Azarmidoht'tan (bir Parsig adayı) kendisiyle evlenmesini istedi.[20] Reddetmeye cesaret edemeyen, ünlü askeri komutan ve kısa bir süre İran hükümdarı olan Bahrâm Çubin'in torunu olan Mihrani aristokratı Siyavuş'un yardımıyla onu öldürttü.[21] O sırada Horasan'da görevli olan Rüstem, Pehlevi lideri olarak onun yerine geçti. Babasının intikamını almak için, 9. yüzyıl tarihçisi Seyf bin Ömer'in ifadesiyle "karşılaştığı her Azarmidoht ordusunu yenerek" Tizpon'a gitti.[22] Daha sonra Tizpon'da Siyavuş'un kuvvetlerini yendi ve şehri ele geçirdi.[22] Azarmidoht kısa bir süre sonra Rüstem tarafından kör edildi ve öldürüldü, Rüstem da Purandoht'u Haziran 631'de tahta geri getirdi.[23][24] Boran, o dönemde zayıf ve gerileme halinde olan imparatorluğun durumu hakkında ona şikayette bulundu. Söylendiğine göre Purandoht, onu işlerini yönetmeye davet etti ve böylece genel gücü ele geçirmesine izin verdi.[22]

Purandoht'un ailesi ile Rüstem arasında bir anlaşma yapıldığı bildirildi: Seyf'e göre, kraliçenin "on yıl boyunca yönetimi ona [yani Rüstem'e] emanet etmesi" gerektiği ve bu noktada egemenliğin "erkek çocuklarından herhangi birini bulurlarsa Sasan ailesine, eğer bulamazlarsa kadınlarına" geri döneceği belirtiliyordu.[22] Purandoht anlaşmayı uygun gördü ve ülkenin hiziplerini (Parsig dahil) çağırarak Rüstem'i hem ülkenin lideri hem de askeri komutanı ilan etti.[22] Parsig hizbi, Piruz Hüsrev'in Rüstem'le birlikte ülkeyi yönetmesi için emanet edilmesiyle anlaşmayı kabul etti.[25]
Parsig, İran'ın kırılganlığı ve gerilemesi ve ayrıca Mihrani işbirlikçilerinin Rüstem tarafından geçici olarak yenilgiye uğratılması nedeniyle Pehlevi ile çalışmayı kabul etti.[25] Ancak, Parsig ve Pehlevi arasındaki işbirliği, iki grup arasındaki eşitsiz koşullar nedeniyle kısa ömürlü oldu ve Purandoht'ın onayıyla Rüstem'in grubu çok daha önemli bir güç payına sahip oldu.[25] Ertesi yıl Tizpon'da bir isyan patlak verdi. İmparatorluk ordusu başka meselelerle meşgulken, Rüstem'in naipliğinden memnun olmayan Parsig, Purandoht'ın devrilmesini ve onun tarafından görevden alınan önde gelen Parsig figürü Bahman Jaduya'nın geri dönmesini istedi.[26] Purandoht kısa bir süre sonra öldürüldü; muhtemelen Piruz Hüsrev tarafından boğuldu.[26][27] Böylece iki grup arasında düşmanlıklar yeniden başladı.[26] Çok geçmeden, hem Rüstem hem de Piruz Hüsrev, ülkenin kötüleşen durumundan endişe duyan kendi adamları tarafından tehdit edildiler.[28] Böylece Rüstem ve Piruz Hüsrev, Boran'ın yeğeni III. Yezdicerd h. 632-651 tahta oturtarak bir kez daha birlikte çalışmayı kabul ettiler ve böylece iç savaşa son verildi.[28]

III. Yezdicerd'in tahta çıkışı ve iç savaşın sonu
[değiştir | kaynağı değiştir]Yezdicert, iç savaş sırasında saklandığı İstakhr'daki Anahid ateş tapınağında taç giydi. İlk Sasani şahı I. Erdeşîr'in (h. 224-242) taç giydiği tapınakta Yezdigirt'in de taç giymesinin ardındaki nedenin imparatorluğun yeniden canlandırılması umududur.[29] Sâsânî Hanedanı'nın neredeyse hayatta kalan son üyesiydi.[30] Çoğu bilgin, Yezdicert'in taç giyme töreninde sekiz yaşında olduğu konusunda hemfikirdir.[11][31][32] Tahta çıktığında, imparatorluğun savunmasını Rüstem'e verdi ve ona "Bugün sen Persler arasında [en önde gelen] adamsın." dedi.[33] Hem Parsig hem de Pehlevi grupları tarafından meşru hükümdar olarak tanınmasına rağmen, Yezdicert imparatorluğunun tamamı üzerinde egemenlik kurmuş gibi görünmüyordu. Gerçekten de, onun hükümdarlığının ilk yıllarında paralar yalnızca Parsig'in üslendiği güneybatı (Xwarwarān) ve güneydoğu (Nēmrōz) bölgelerine yaklaşık olarak denk gelen Pars, Sakastan ve Huzistan'da basıldı.[34] Esas olarak imparatorluğun kuzey kesiminde üslenmiş olan Pehleviler, onun adına para basmayı reddetti.[34]
Sasani İmparatorluğu'nun Araplar tarafından istilası
[değiştir | kaynağı değiştir]Bu sırada İkinci Raşidin Halifesi Ömer saltanatında Müslüman fetihleri, güneybatı sınırlarına yavaş yavaş nüfuz ediyordu. Persler bu ilerlemeyi defalarca engellemiş ve halifenin ordusu 634'te Köprü Muharebesi'nde görünüşte kesin bir yenilgiye uğramıştı. Ancak Sasani generali Behman Caduya, kendi başkentindeki bir isyanı bastırmak üzere Rüstem tarafından Tizpon'a geri dönme emri almıştı. Halife Ömer'in kuvvetleri geri çekildi, ancak üç yıl sonra başarılı bir saldırı başlattı.

636 yılında III. Yezdicert, Rüstem Ferruhzâd'a İran'ı işgal eden Müslüman Arapları bastırmasını emretti ve ona şöyle dedi: "Bugün sen İranlılar arasında [en önde gelen] adamsın. İran halkının, I. Erdeşîr'in ailesi iktidara geldiğinden beri böyle bir durumla karşılaşmadığını görüyorsun." Ardından Yezdicert şöyle dedi: "Araplar ve Kadisiye'de kamp kurduklarından beri yaptıkları ve... İranlıların onların elinden neler çektiği."
Rüstem daha sonra Arapların "kurt sürüsü olduklarını, şüphesiz çobanların üzerine çullanıp onları yok ettiklerini" söyleyerek cevap verdi.
Ancak Yezdicert daha sonra onunla tartışarak şöyle dedi: "Öyle değil. Sana bu soruyu, onları açıkça anlatacağın ve böylece seni destekleyebileceğim, böylece [gerçek duruma] göre hareket edebileceğin beklentisiyle sordum. Ama doğru şeyi söylemedin." Yezdicert, "daha sonra Arapları, kuşların geceleri sığındığı ve eteğindeki yuvalarında kaldığı bir dağa bakan bir kartala benzetti. Sabahleyin kuşlar, kartalın onları avladığını anladılar. Bir kuş diğerlerinden ayrıldığında, kartal onu kaptı. Kuşlar onu [bunu yaparken] gördüklerinde korkudan kaçmadılar... Hepsi birden kaçsalardı, onu püskürtmüş olurlardı. Başlarına gelebilecek en kötü şey, bir tanesi dışında hepsinin kaçması olurdu. Fakat her grup sırayla hareket edip ayrı ayrı kaçsalardı, hepsi yok olurdu. İşte onlarla İranlılar arasındaki benzerlik buydu."[35]
Ancak Rüstem, Yezdicert'e katılmadı ve ona şöyle dedi: "Ey kral, [kendi yolumda hareket etmeme izin ver]. Araplar, sen onları bana karşı kışkırtmadığın sürece İranlılardan hâlâ korkuyorlar. Umarım iyi şansım devam eder ve Tanrı bizi bu beladan kurtarır." Rüstem daha sonra şöyle dedi: "Doğru hileyi kullanmalıyız," diye ısrar etti. "Savaşta sabır acele etmekten üstündür ve artık günün kuralı sabırdır. Bir orduyla birbiri ardına savaşmak, tek bir [ve tam] yenilgiden daha iyidir ve düşmanımız için de daha zordur." Ancak Yezdicert, Rüstem'i dinleyemeyecek kadar genç ve inatçıydı.[36]
Müslüman Araplar ve Sasaniler savaşa girmeden önce, Rüstem Araplarla müzakere etmeye çalıştı ve onlara şu mektubu gönderdi:
| “ | "Dünyanın saf Rabbinin huzurunda korku ve saygıdan uzak duramayız, çünkü dönen gökler onun aracılığıyla varlığını sürdürür ve tüm yönetimi adalet ve hayırseverliktir. Tacının, tahtının ve mührünün süsü olan, Farr'ıyla Ehrimen'i [kötülüğün ruhunu] esir alan, kılıcın ve yüce tacın efendisi olan hükümdara O'ndan bereketler olsun. Bu içler acısı durum yaşandı ve bu acı olay, bu mücadele hiçbir amaç uğruna gerçekleşmedi. Söyle bana, kralın kim? Sen nasıl bir adamsın ve dinin ve yaşam tarzın nedir? Çıplak bir ordunun çıplak komutanı, kimin üzerinde zafer kazanmaya çalışıyorsun? Bir somun ekmekle doyuyor ama aç kalıyorsun. Ne fillerin, ne platformların, ne yüklerin, ne de teçhizatın var. İran'da sadece var olmak sana yeter, çünkü taç ve yüzük başkasına aittir; fillere ve hazinelere, Farr'a ve yüce rütbeye sahip olana. Atalarından atalarına kadar tüm ataları ünlü krallardı. Göründüğünde, gökyüzünde ay yoktur. Yeryüzünde onun boyunda bir hükümdar yoktur. Bir ziyafette dudakları açık ve dişleri gümüş gibi parlayarak güldüğünde, hazinesine hiçbir zarar vermeden bir Arap şefinin fidyesini verir. Tazıları, panterleri ve şahinleri on iki bindir, hepsi altın çanlar ve küpelerle süslenmiştir. Araplar, deve sütü ve kertenkelelerden oluşan bir diyetle Keyânî tahtına talip olacak kadar ileri geldiler. Gözlerinde hiç utanç yok mu? Duygu ve onur bilgeliğinin yolunda değil mi? Seninki gibi bir yüzle, böyle bir doğumla, böyle bir duygu ve ruhla, böyle bir taç ve böyle bir tahtı mı arzuluyorsun? Dünyanın bir kısmını ele geçirmek istiyorsanız, abartılı iddialarda bulunmayacaksınız. Sizin adınıza konuşacak birini, deneyimli, anlayışlı bir savaşçıyı, dininizin ne olduğunu ve kraliyet tahtındaki rehberinizin kim olduğunu bize söyleyebilecek birini gönderin. Şah'a bir süvari gönderip arzunuzu yerine getirmesini rica edeceğim. Şimdi böylesine büyük bir hükümdarla savaşmaya kalkışmayın, çünkü sonucu onun elindedir. İyi öğütlerle dolu mektubunun içeriğini iyi inceleyin; bilgeliğin gözlerini ve kulaklarını bağlamayın."[37] | „ |
Mektubu okuyan Araplar, Rüstem'in isteğini yerine getirerek Zühre adında bir adam gönderdiler. Ancak onunla yapılan görüşmeler iyi gitmedi ve Rüstem başka bir elçi istedi ve böylece Muğire bin Şube adında bir adam gönderildi. Rüstem daha sonra Muğire'ye şöyle dedi: "Biz bu topraklarda sağlam bir şekilde yerleşmiş, düşmanlarımıza karşı galip ve milletler arasında asil bir konumdayız. Hiçbir kral bizim gücümüze, şerefimize ve hakimiyetimize sahip değil." Rüstem konuşurken, Muğire sözünü keserek şöyle dedi: "Eğer bizim korumamıza ihtiyacın varsa, korumamız altında ol ve tevazu içinde cizye ver; yoksa kılıçla cezalandırılırsın." Büyük bir hakaret ve öfke hisseden Rüstem, Muğire'yi tehdit ederek şöyle dedi: "Yarın şafak sökmeden hepinizi öldürürüm."[38]
Rüstem, Arap ordusuyla karşılaşmaya hazırlanırken kardeşi Ferruhzâd'a bir mektup yazarak ordu toplayıp Azerbaycan'a gitmesini ve orada kendisi için dua etmesini söyledi. Rüstem ayrıca Ferruhzâd'a, Sasanilerden geriye kalan tek miras olarak III. Yezdicert'in kaldığını hatırlattı.[39] Rüstem daha sonra büyük bir Sasani kuvvetinin komutasında Tizpon'dan, Fırat Nehri'nin batı kıyısında, Mezopotamya'nın güneyinde Irak'ta El-Hille ve Kufe'nin güneybatısında, artık terk edilmiş bir şehir olan Kadisiye ovalarında Halife Ömer'in Arap-Müslüman ordusuyla karşılaşmak üzere yola çıktı.
Ölüm
[değiştir | kaynağı değiştir]Rüstem'in ölümüyle ilgili çok sayıda rivayet vardır, ancak hepsi onun muharebe sırasında öldüğünü belirtir.
Bir rivayete göre Rüstem, kum fırtınasında vücudunda 600'den fazla yarayla ölü bulundu. Ancak Persler onun ölümünden habersizdi ve savaşmaya devam ettiler. Sasani sağ kanadı karşı saldırıya geçti ve kaybettiği pozisyonunu geri kazandı, Müslümanların sol kanadı ise orijinal pozisyonuna geri çekildi. Müslümanların sol merkezi, artık Ka'ka'nın komutası altında olmasına rağmen, sol kanadının desteğini alamayınca orijinal pozisyonuna geri çekildi. Yakubî'nin bir versiyonunda, Rüstem'in cesedini bulan kişilerin Dırâr bin Ezver, Tuleyha, Amru bin Ma'adi Yakrib ve Kurt bin Jammah el-Abdi olduğu daha ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. İki ek anlatı daha mevcuttur, ancak her ikisinin de olayı sırasıyla alaya almak ve romantikleştirmek isteyen sonraki hikâye anlatıcılarının güvenilmez uydurmaları olduğu öne sürülmüştür. Bunlar şunlardır:
- Savaşın son gününde, Sasani ordusu şiddetli bir kum fırtınasıyla karşı karşıyaydı. Rüstem, kum fırtınasından korunmak için silah yüklü bir deveyi siper olarak kullandı. Rüstem'in geride olduğunu bilmeyen Hilal bin Ullafa, devenin sırtındaki yükün kemerini kazara kesti. Silahlar Rüstem'in üzerine düşerek sırtını kırdı ve onu yarı ölü ve felçli bıraktı. Hilal, Rüstem'in başını keserek "Kâbe'nin Tanrısı'na yemin ederim ki Rüstem'i öldürdüm" diye bağırdı. Efsanevi liderlerinin başının gözlerinin önünde sallanması karşısında şok olan Sasani askerleri moralsizleşti ve komutanlar ordunun kontrolünü kaybetti. Bu kaos ortamında birçok Sasani askeri öldürüldü, bazıları nehirden kaçmayı başardı ve sonunda ordunun geri kalanı teslim oldu. Ancak, tutarsızlıklar, edebi hileler ve mizah unsurları nedeniyle, bu anlatının güvenilir olmadığı ve son derece düşük ihtimalli olduğu, hatta ölümcül darbeyi vuran Arap askerinin kimliği bile tartışmalı olduğu öne sürüldü.[1]
- Muhtemelen birincisine yanıt olarak geliştirilen ikinci bir anlatımda ise Rostam, Arap komutan Sa'd ile yüz yüze dövüşür. Dövüş sırasında Rostam, kum fırtınası nedeniyle geçici olarak kör olur ve bu da rakibine ona vurup öldürme fırsatı verir.[1]
Sonrası
[değiştir | kaynağı değiştir]Rüstem'in ordusunun yenilgisi Sasani İmparatorluğu halkını derinden yıprattı. Rüstem'in ölümünden kısa bir süre sonra, aralarında Piruz Hüsrev, Şehrvaraz Cedhuyih, 642'de Merdanşah ve 643'te Deilamlı Siyavuş ve Muta'nın da bulunduğu çok sayıda Sasani gazisi öldürüldü. 651'de III. Yezdicert, Mahuy Suri tarafından öldürüldü ve Araplar kısa süre sonra Horasan'ı fethetti.
Kişilik ve beceriler
[değiştir | kaynağı değiştir]Şehnâme onu şöyle tanımlar: "Zeki, savaşçı ve bir fatihti. Yıldızları hesaplayan, büyük bir algıya sahip biriydi; ve danışmanlarının tavsiyelerini dikkatle dinlerdi."[37]
Christensen, onu "Olağanüstü enerjiye sahip bir adam, iyi bir yönetici ve iyi bir general." olarak tanımlamaktadır.[40]
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- Özel
- ^ a b c d e Lewental 2017b.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 26–27.
- ^ a b Shahbazi 1989, ss. 180–182.
- ^ Pourshariati 2008, s. 147.
- ^ a b Howard-Johnston 2010.
- ^ a b Pourshariati 2008, s. 149.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 146–173.
- ^ Pourshariati 2008.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 149–151.
- ^ Pourshariati 2008, s. 173.
- ^ a b c Shahbazi 2005.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 178, 209.
- ^ a b Pourshariati 2008, s. 209.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 181, 209.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 182-3.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 185, 205.
- ^ Daryaee 2014, s. 36.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 204-205.
- ^ Pourshariati 2008, s. 204.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 205-206.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 206, 210.
- ^ a b c d e Pourshariati 2008, s. 210.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 209-210.
- ^ Gignoux 1987, s. 190.
- ^ a b c Pourshariati 2008, s. 211.
- ^ a b c Pourshariati 2008, s. 218.
- ^ Daryaee 2018, s. 258.
- ^ a b Pourshariati 2008, s. 219.
- ^ Daryaee 2010, s. 51.
- ^ Frye 1983, s. 171.
- ^ Kia 2016, s. 284.
- ^ Pourshariati 2008, s. 257.
- ^ Lewental 2017a, s. 257.
- ^ a b Pourshariati 2008, ss. 221–222.
- ^ Pourshariati 2008, ss. 224, 225.
- ^ Pourshariati 2008, s. 225.
- ^ a b Ferdowsi 2012.
- ^ Pourshariati 2008, s. 227, 228.
- ^ Pourshariati 2008, s. 229.
- ^ Pourshariati 2008, s. 496.
- Genel
- Daryaee, Touraj (2010). "When the End is Near: Barbarized Armies and Barracks Kings of Late Antique Iran". Ancient and Middle Iranian studies: proceedings of the 6th European Conference of Iranian Studies, held in Vienna, 18–22 September 2007. Iranica. Harrassowitz. ss. 43-52. ISBN 9783447064224.
- Daryaee, Touraj (2014). Sasanian Persia: The Rise and Fall of an Empire. I.B.Tauris. ISBN 978-0-85771-666-8.

- Daryaee, Touraj (2018). "Boran". Nicholson, Oliver (Ed.). The Oxford Dictionary of Late Antiquity (İngilizce). Oxford: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-866277-8.
- Ferdowsi (27 Nisan 2012). The Epic of the Kings (RLE Iran B): Shah-Nama the national epic of Persia. Taylor & Francis. ISBN 9781136840777.
- Frye, R. N. (1983), "Chapter 4", The political history of Iran under the Sasanians, The Cambridge History of Iran, 3 (1), Cambridge University Press, ISBN 978-0-521-20092-9
- Gignoux, Ph. (1987). "Āzarmīgduxt". Encyclopaedia Iranica, Vol. III, Fasc. 2. s. 190.
- Howard-Johnston, James (2010). "Ḵosrow II". Encyclopaedia Iranica, Online Edition.
- Kia, Mehrdad (2016). The Persian Empire: A Historical Encyclopedia. ABC-CLIO. ISBN 978-1610693912. (2 volumes)
- Lewental, D. Gershon (2017a). "The Death of Rostam: Literary representations of Iranian identity in early Islam"
. Iranian Studies. XI (2). ss. 223-245. doi:10.1080/00210862.2016.1248813. - Lewental, D. Gershon (2017b). "Rostam b. Farroḵ-Hormozd". Encyclopaedia Iranica.
- Pourshariati, Parvaneh (2008). Decline and Fall of the Sasanian Empire: The Sasanian-Parthian Confederacy and the Arab Conquest of Iran. London and New York: I.B. Tauris. ISBN 978-1-84511-645-3.
- Shahbazi, A. Shapur (1989). "Besṭām o Bendōy". Encyclopaedia Iranica, Vol. IV, Fasc. 2. ss. 180-182.
- Shahbazi, A. Shapur (2005). "Sasanian dynasty". Encyclopaedia Iranica.


